13 Mart 2012 Salı

Yaşamak Çok Güzel İyi ki Geldik Dünyaya!

(sayın okuyucu, aşağıda, 240 sayfa olarak yayınlanan  bir kitabın bir bölümünü bulacaksınız. Kitabın "pdf" halini ücretsiz veya basılı kitabı (20 TL) necdet.altinay@gmail.com adresinden isteyebilirsiniz, umarım bulduklarınız zamanınıza değer, sevgiler.)

Kitabı okumak için tıklayınız:
Click here to view Kendimizi Bilmenin Neresindeyiz.

Kendimizi Bilmenin Neresindeyiz !
Oku…! Kendini Bil ! Kendini Bilen…!

Babam, ilkokula giderken dahi, “oku oğlum, okursan
milyonum var” derdi. Parası olduğu için değil, kendi içinde kalan okuma
özlemini bende yaşamak için derdi. Yalvarır, dua edercesine yapardı bunu.
Okumayı, köy koşullarından rahat bir yaşama tırmanışın tek yolu olarak
gösterirdi. Bir vizyonu vardı ve onu bana verdi.

Peki dedim, inandım, kabul ettim, söz verdim babama ve
okumaya çalıştım. Okudukça okumanın bir amacı daha oluştu. Kendimi bilmeye
yöneldim.

Zaman içinde, peki nereye, ne zamana, ne oluncaya kadar?
gibi sorular da hep benimle olmaya başladı. Artık yeter, okumak istemiyorum
anlamında değil, verdiğim sözü tutabildim mi? kaygısı ile cevap arıyorum.
Çünkü, bir süre sonra, okullar ve dereceler bitse de okumanın devam ettiğini
gördüm. Okumanın neresindeyim acaba?

Hatta, bazen, haddim olup olmadığını düşünmeden, Allah’ın
oku..! Emrini, şükürler olsun deyip, bana da ulaşan bir mesaj olarak alırım.
Daha da öteye, bir elçi ile gönderilen mesajın aslında elçiye değil iletilen
kişiye ait olduğunu, aslında kime ulaştı ise onun olduğunu da düşününrüm. Bir
de ümmî olabilsem bari.

Çeşitli alanlarda, en küçükten en büyüğe diyebileceğim,
resmi ve özel kurum ve kuruluşlarda, derneklerde görev yaptım, rol aldım, üye,
onlardan biri, oldum. Yerine ve zamanına göre rütbe, makam, derece, nişan,
diploma, sertifika ve ünvan aldım. Okumayı öğrenme aşkıyla girip çıktıklarım
arasında dergâh da vardır dernek de.

Zamanla, ilmin aslında sonsuz olduğunu ve her bilim
dalında elde edilen bilgilerin, evren gibi, tek bütün ile ilgili ve O’na ait
olduğunu, her gidişin bu sonuca gittiğinin idrak edildiğini sezdim. Fiil, isim
ve sıfatlar O’nun, yani fail, mevsuf ve mevcut bir ve tek varlık ise, emaneti
teslim etmeli. İradî mevt, bireyin iradesi ile teslimi olabilir. O’nun vücudu
ile mevcut, ilmi ile alim olan bunu idrak ettiğinde aradan çıkar belki de.

Bilmek için okumaya çalıştım. Bana, herkes, “o bilir”
desin diye okudum ve sanki aynen oldu.
Çeşitli dillerde yazılanları okudum. Sembolleri, şekilleri, delilleri,
insanları, çevreyi okudum. Bilgeler arasında “bildiğim tek şey hiçbirşey
bilmediğimdir” diyen de var. Çok bilen çok yanılır derler. Bildiğim kadar
bilmemem mi gerek? Kendimi bilmenin neresindeyim? Düşünüyorum, öyleyse,
maalesef, hala varım!

Herkes hakklı ise, yalnız ve sadece, “O bilir”, üstelik
“O görür”, “O işitir”! aynen, mesajlarında, ayetlerinde dediği gibi. O bilirse
ben bilemem, okumayı bile! Necdet Altınay, 3.10. 2011.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder