25 Mart 2012 Pazar

CESARET

Cesaret bir duygudur, bir yetenektir. Ruhtan etkilenir, bedeni etkiler. Yaşamın sürdürülmesini sağlayan, yeme içme, gitme gelme, görme işitme gibi her türlü faaliyetin nefs arzında cesaretle yapılabilmesi, bir bilgi, bir bilincin eseridir. Her bedensel çalışma bir ilmin uygulamasıdır. Ruhtan, ilimden güç alan bedensel uygulamalar cesaretle yapılır. Bir bütün olan ilmin uygulaması ile, ilim ve amel ile, kemale erdikce, insan, olgunlaştıkca ruhun kaynağına, letafet kazanarak, yücelecek ve yaklaşacaktır.

Cesaretin ikiz kardeşi korkudur, biribirlerini bütünlerler, bilinmeyenden korkulur. İnsanlığın cehaletten bilgeliğe, karanlıktan aydınlığa, kendinden kendi özüne, bedenden ruha yolculuğunda bu ikiz kardeş insanın hep yanındadır. Aynı şehvet ile iffet arasındaki ilişki gibi, birinin kaybı diğerinin kazancıdır. Cehaletten kurtuldukca, bilinçlendikce, korku azalır ve yerini cesarete bırakır. Nura yaklaşdıkca cesaret artar. Salt cesareti ölçen bir ölçü olsa, adeta nura ne kadar yakın olunduğu anlaşılabilecektir. İnsan kendini bildiği kadar cesurdur, kendinden ve sahip olduğu yeteneklerinden emin olmayan, kendini ve çevresini bilmeyen korkacak, bir korku ortamında yaşayacaktır.

Cesaret, adalet duygusu ile de yakın ilişki içindedir. Haksızlık ve adaletsizlik ortamı içinde kimse hiç bir şeyden, malından ve canından bile, emin olamayacaktır. Her tarafın risk ve tehdit baskısı altında olduğu çevrede korku hakimdir. Adaletli bir düzen içinde herkes herşeyden emin olacak, cesaret hüküm sürecektir. Kamil insan olma yolunda verilecek mücadele sayesinde, Hak’lı olan güçlü olacak, haksızlıktan korkulmayacaktır.

Yusuf efsanesinde denildiği gibi, Ruh Yakub’nunun oğlu Kalp Yusuf’u, kardeşleri olan gazab, şehvet, korku ve cehalet tarafından, nefs kuyusuna atıldı, ancak, Yusuf kuyudan akluhikmet, iffet ve cesaret güçlerinin sayesinde kurtularak, beden ülkesi Mısır’ına Sultan olup çıktı.

Sahir Erman üstadın vurguladığı gibi, verilen nur ile, hitap ile, yeniden doğuşu gerçekleştiren çırak, ritüellerde anlatılmak istendiği şekilde, kendisinde Tanrı’nın tecelli ettiği insan olan Hiram üstad olmak hedefine, ölmeden evvelki ölümde ölümsüzlüğe ulaşmak amacına, ancak, cehaleti kendini bilme bilgeliğine ve korkusunu cesarete çevirme gücüne erişerek ulaşabilecektir.

Dileriz, yücelerin yücesi, Evrenin Ulu Mimarı, bize cehaleti aydınlığa, korkuyu cesarete dönüştürme akluhikmetini ve bunu uygulama gücünü vererek, olgun insan olmamıza, O’na doğru yücelmemize yardımcı olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder