Nefes Kuvvettir
“Kaostan düzene” deyimi iyi
bilinir. İlk bakışta kaos, karmakarışık
gibi gelse de aslında “anlaşılması zor, ilâhî denebilecek kadar, karmaşık düzen” anlamındadır.
Uzay zamanın en başında tam bir kaos varken, zaman içinde, gittikçe farklılaşan
bir başka düzene geçiş söz konusudur denebilir. Entropi kavramına göre bir
bozulma beklenirken sadece bir başka düzene geçiş olduğu bilimsel gözlem
olmaktadır. Eğer uzay zaman kavramına
göre evrenin, mevcut katsayılar içinde, nefes alışıyla sonsuza dek süreceği
öngörülüyorsa “Her anda bir şe’nde”
kavramı akla gelebilir.
Aldığı her gıda insana ‘güçlü
kuvvet’ verir. Yediği besinler, aldığı
nefes, içtiği su, okuduğu kitap, edindiği bilgiler, gücüne güç katar. Açık
sistem olan insanın çevresinden aldığı her şey ‘girdi’ veya ‘gıda’dır,
kuvvettir. Her besin belirli koşullar altında
alınır, işlenir ve daha güçlü kuvvetlere
dönüştürülür. Bedensel, maddî güç de olsa,
beyinsel güç de olsa, tüm ‘güçlü kuvvetler’ girdidir. Bünyede, bedensel
veya zihinsel işleme sürecinden geçirilip çevreye çeşitli çıktı verilir;
üretim, işleme, tüketim süreklidir. Vücudumuzda en küçük birim denebilecek
atomlardan oluşan bir molekülün bir başka molekülü üretip kodladığı ve bunu, hücrenin içindeki, ‘seri üretim yapan molekül üretme fabrikasına’ gönderip aynı proteinden çok miktarda üretim
yapılmasını sağladığı bir gerçektir. Beslenmek, hava, su ve ateşten çeşitli
katkılar alarak güçlü kuvvetimizi geliştirmek zorundayız. Bu kapsamdaki bütün
eylem ve olayların tümü bir kuvvet ‘iletişim ve etkileşimidir’.
“Beden arzında, bireysel tedbir ve
bedensel ameller sayesinde, yaşanabilecek ortam hazırlanmıştır. Kalp seması ise
sabır, şükür, tevekkül, bağışlama ve muhabbet makamıyla birlikte bilgi, hikmet ve hakikatler ile donatılmıştır. Hakikat nuru,
vehim ve kuruntudan korunmuştur. Vücutta bir şey yoktur. Her şeyin
hazinesi indimizde, katımızda, yanımızdadır.
Önce sureti, şekli ve resmi, külli akılda külli veçhesiyle, her yönüyle,
kaza âleminde resmi çizilir. Sonra,
sebepleriyle birlikte, levha-i mahfuzdaki, muhafaza altındaki, gaip âlemindeki
görüntüsüyle, külli nefis âleminde
görüntülenir. Daha sonra ayrı ve farklı
bir birim olarak ölçülerine göre, miktarına ve vasıflarına uygun, levha-i kader
ve dünya semasında görüntülenir.
Kısaca, külliden cüze, (plan,
proje, program ve bütçesine) her şey tasarımına uygun gerçekleştirilir. Her şey belirli ölçüde, şekilde,
yerde ve zamanda kendine özgü yaradılış ile indirilir. İlahi nefes rüzgârları, hikmet ve bilgi aşılayıcı, kalplere sefalar verici ve tecellilerin
kabulüne hazırlayıcı olacak şekilde estirildi. Ruh göğünden hakiki ilimler suyu,
(ilim yüklü enerji, aslında enerji yüklü ilim, bilgi enerjidir) indirilerek insanlar ihya edildi. İhya edilmezden önce insanın ilim hazinesi
yoktu. Hayat-ı ilmiye, ilmin hayatı, suyuyla fıtrat makamında kıyam ederek, ayağa kalkarak, hakiki hayat ile ihya edilir,
insan dirilir. Vahdette fâni kılmakla da öldürürüz. Sizin fenanızdan sonra, baki olan vücutları vâris olanlar; ancak biziz.” (15 Hicr, 21-23) Rüzgârlar,
yağmurla suyu dağıtır, suyun ve ışığın, enerjinin, klorofille şekere dönüşümünü sağlar. Verilen nefesle
de enerji hücrelerde yakılarak bedene canlılık kazandırılır. Bozulma yerine
zaman içinde “Düzenden düzene” geçiş daha akılcı görünmektedir.
Kalp, ‘Evren Balonu’ dâhil her şeyi içine alır, Hakkın Arşıdır, arş-ı Allah’tır. Hakkın gölgesi, yokluk
aynasındaki görüntüsü olan ilim, düzen, yasalar, evrene indirildiği için her şey
sırasıyla oluşur, oluşmaktadır. Kalp ilk oluşan evdir, Kâbe’dir, tüm varlık için, her şey için barınaktır. İlim,
kalbe üflenen Ruh, Evrensel İlahî Nefes, özelliği olan enerji, olduğu için
her şey, hareket ve özelliklerini
ilimden alır. Ruhun nuruna, diğer bir deyişle ilmin idrakine, eren kişi;
kesrette, evrenin veya kalbin bir yerinde, bir ‘şey’ ile maddî ve
nefsanî; her yerinde, vahdette, tümünde,
ise ruhanî, rahimsi değil
rahmanî, bütünsel bilgilere ulaşmış
demektir. İlk verilen kutsal nefes veya
üflenen ruhun, ilmin, idrakinde olan insan; kuruntudan, şeytandan arınmış olur. ‘Küresel Nefes’, rüzgârlar, yağmurla suyu dağıtır, suyun ve ışığın, enerjinin,
klorofille şekere dönüşümünü sağlar.
Verilen ‘Bireysel Nefesle’ de enerji hücrelerde yakılarak bedene
canlılık kazandırılır.
“İyi ile kötüyü ayırma günü ertelenir.
Büyük kıyamet gelir çatarsa şiddetli yel ile nefsanî güç yıldızları
söner, ruhun nurunun etkisiyle akıl seması yarılır, sıfat tecellisiyle nefis sıfatı dağları, zatın tecellisiyle de nefis, kalp,
akıl ve ruh dağları ve onlarda bulunan eşyanın tümü fani olup savrulur.
Fenadan sonra beka halinde yeniden ihya ile neşredici resuller ortaya
çıktığında, o resuller cemden sonra fark vakti için ertelenir, o da beka hali olan cem vaktinden o vakte
kadar ertelenmiştir.” (77 Mürselat, 13) Akıl semasına verilen nefes ile
‘şiddetli yel’ farklıdır. Nefes ile yaşam başlar ve devam eder. Güneşin
patlamasıyla oluşan yel ile Dünya üzerindeki yaşam sona erer. Yeniden inşa olan
baki kalabilir.
“Arzu ve isteklerinin şiddetli olması halinde, istidadı olanların
nefisleri çamurunu, terbiye ederek ve
arındırarak, kutsallık yönüne uçuşan kuşlar haline getirir, sohbetlerinin bereketiyle, hakiki hayat nefesi ve ilahi ilim nefesini
nefyederim, üflerim. Derhal Allah'ın izni ile şevk ve himmet kanatlarıyla Hak
tarafına uçucu diri bir nefis olur.” (3
Ali İmran, 49)
“Ey insan sen, mevt ile rabbine gitmekte say ve içtihat edicisin, yani
«Nefeslerin, eceline doğru atılan
adımlar kadar» denildiği gibi
nefeslerinle rabbine süratle gidicisin. Yahut rabbine gidici olduğun halde
hayır ve şer amelde ciddi, gerçekten çalışıp,
işleyen ve içtihat edicisin.
Sen, bu çalışmanla Rabbinle buluşan
olursun.” (84 İnşikak, 6)
“Kalbin ruha en yakın yerine ‘ufku
mübin’, ‘açık ve aşikâr ufuk’ denir.
Kalp seması ise sabır,
şükür, tevekkül, bağışlama ve
muhabbetle birlikte bilgi, hikmet ve hakikatler ile donatılmıştır. Hakikat nuru,
vehim ve kuruntudan korunmuştur. Kalbin
ruh ile yakınlık, dostluk kurulan bu
yerde, resul, kutsal nefes ile temas kurdu.” (81 Tekvir, 23-25)
Gerek Bireysel gerekse Evrensel ve Küresel düzeyde, İlahî Nefes, insan ve
âleme, canlılık ve Hakkın ruhuyla diriliş amacıyla, üflenerek, iradeyle
verilmiştir.
Umarım biz de İlahi Nefese kavuşup yeniden dirilebiliriz.
26122020