24 Aralık 2020 Perşembe

Nefes Kuvvettir

 

Nefes Kuvvettir

“Kaostan düzene”  deyimi iyi bilinir.  İlk bakışta kaos, karmakarışık gibi gelse de aslında  “anlaşılması zor,  ilâhî denebilecek kadar,  karmaşık düzen”  anlamındadır.  Uzay zamanın en başında tam bir kaos varken, zaman içinde, gittikçe farklılaşan bir başka düzene geçiş söz konusudur denebilir. Entropi kavramına göre bir bozulma beklenirken sadece bir başka düzene geçiş olduğu bilimsel gözlem olmaktadır.  Eğer uzay zaman kavramına göre evrenin, mevcut katsayılar içinde, nefes alışıyla sonsuza dek süreceği öngörülüyorsa  “Her anda bir şe’nde” kavramı akla gelebilir.

Aldığı her gıda insana  ‘güçlü kuvvet’  verir. Yediği besinler, aldığı nefes, içtiği su, okuduğu kitap, edindiği bilgiler, gücüne güç katar. Açık sistem olan insanın çevresinden aldığı her şey ‘girdi’ veya ‘gıda’dır, kuvvettir.  Her besin belirli koşullar altında alınır,  işlenir ve daha güçlü kuvvetlere dönüştürülür. Bedensel, maddî güç de olsa,  beyinsel güç de olsa, tüm ‘güçlü kuvvetler’ girdidir. Bünyede, bedensel veya zihinsel işleme sürecinden geçirilip çevreye çeşitli çıktı verilir; üretim,  işleme,  tüketim süreklidir.  Vücudumuzda en küçük birim denebilecek atomlardan oluşan bir molekülün bir başka molekülü üretip kodladığı ve bunu,  hücrenin içindeki,  ‘seri üretim yapan molekül üretme fabrikasına’  gönderip aynı proteinden çok miktarda üretim yapılmasını sağladığı bir gerçektir. Beslenmek, hava, su ve ateşten çeşitli katkılar alarak güçlü kuvvetimizi geliştirmek zorundayız. Bu kapsamdaki bütün eylem ve olayların tümü bir kuvvet ‘iletişim ve etkileşimidir’.

“Beden arzında,  bireysel tedbir ve bedensel ameller sayesinde, yaşanabilecek ortam hazırlanmıştır. Kalp seması ise sabır, şükür, tevekkül, bağışlama ve muhabbet makamıyla birlikte bilgi,  hikmet ve hakikatler ile donatılmıştır.  Hakikat nuru,  vehim ve kuruntudan korunmuştur. Vücutta bir şey yoktur. Her şeyin hazinesi indimizde, katımızda, yanımızdadır.  Önce sureti,  şekli ve resmi,  külli akılda külli veçhesiyle,  her yönüyle,  kaza âleminde resmi çizilir.  Sonra, sebepleriyle birlikte, levha-i mahfuzdaki, muhafaza altındaki, gaip âlemindeki görüntüsüyle,  külli nefis âleminde görüntülenir.  Daha sonra ayrı ve farklı bir birim olarak ölçülerine göre, miktarına ve vasıflarına uygun, levha-i kader ve dünya semasında görüntülenir.  Kısaca,  külliden cüze, (plan, proje, program ve bütçesine) her şey tasarımına uygun gerçekleştirilir.  Her şey belirli ölçüde,  şekilde,  yerde ve zamanda kendine özgü yaradılış ile indirilir.  İlahi nefes rüzgârları,  hikmet ve bilgi aşılayıcı,  kalplere sefalar verici ve tecellilerin kabulüne hazırlayıcı olacak şekilde estirildi. Ruh göğünden hakiki ilimler suyu, (ilim yüklü enerji, aslında enerji yüklü ilim, bilgi enerjidir)  indirilerek insanlar ihya edildi.  İhya edilmezden önce insanın ilim hazinesi yoktu. Hayat-ı ilmiye, ilmin hayatı, suyuyla fıtrat makamında kıyam ederek,  ayağa kalkarak, hakiki hayat ile ihya edilir, insan dirilir. Vahdette fâni kılmakla da öldürürüz.  Sizin fenanızdan sonra,  baki olan vücutları vâris olanlar;  ancak biziz.” (15 Hicr, 21-23) Rüzgârlar, yağmurla suyu dağıtır, suyun ve ışığın, enerjinin,  klorofille şekere dönüşümünü sağlar. Verilen nefesle de enerji hücrelerde yakılarak bedene canlılık kazandırılır. Bozulma yerine zaman içinde “Düzenden düzene” geçiş daha akılcı görünmektedir.

Kalp,  ‘Evren Balonu’  dâhil her şeyi içine alır,  Hakkın Arşıdır,  arş-ı Allah’tır. Hakkın gölgesi, yokluk aynasındaki görüntüsü olan ilim, düzen, yasalar, evrene indirildiği için her şey sırasıyla oluşur,  oluşmaktadır.  Kalp ilk oluşan evdir, Kâbe’dir,  tüm varlık için,  her şey için barınaktır.  İlim,  kalbe üflenen Ruh, Evrensel İlahî Nefes, özelliği olan enerji, olduğu için her şey,  hareket ve özelliklerini ilimden alır.  Ruhun nuruna,  diğer bir deyişle ilmin idrakine,  eren kişi;  kesrette, evrenin veya kalbin bir yerinde, bir ‘şey’ ile maddî ve nefsanî; her yerinde,  vahdette,  tümünde,  ise ruhanî,  rahimsi değil rahmanî,  bütünsel bilgilere ulaşmış demektir.  İlk verilen kutsal nefes veya üflenen ruhun, ilmin, idrakinde olan insan; kuruntudan,  şeytandan arınmış olur.  ‘Küresel Nefes’, rüzgârlar,  yağmurla suyu dağıtır,  suyun ve ışığın,  enerjinin,  klorofille şekere dönüşümünü sağlar.  Verilen  ‘Bireysel Nefesle’  de enerji hücrelerde yakılarak bedene canlılık kazandırılır.

“İyi ile kötüyü ayırma günü ertelenir.  Büyük kıyamet gelir çatarsa şiddetli yel ile nefsanî güç yıldızları söner, ruhun nurunun etkisiyle akıl seması yarılır,  sıfat tecellisiyle nefis sıfatı dağları,  zatın tecellisiyle de nefis,  kalp,  akıl ve ruh dağları ve onlarda bulunan eşyanın tümü fani olup savrulur. Fenadan sonra beka halinde yeniden ihya ile neşredici resuller ortaya çıktığında, o resuller cemden sonra fark vakti için ertelenir,  o da beka hali olan cem vaktinden o vakte kadar ertelenmiştir.” (77 Mürselat, 13) Akıl semasına verilen nefes ile ‘şiddetli yel’ farklıdır. Nefes ile yaşam başlar ve devam eder. Güneşin patlamasıyla oluşan yel ile Dünya üzerindeki yaşam sona erer. Yeniden inşa olan baki kalabilir.

“Arzu ve isteklerinin şiddetli olması halinde, istidadı olanların nefisleri çamurunu,  terbiye ederek ve arındırarak, kutsallık yönüne uçuşan kuşlar haline getirir,  sohbetlerinin bereketiyle,  hakiki hayat nefesi ve ilahi ilim nefesini nefyederim, üflerim. Derhal Allah'ın izni ile şevk ve himmet kanatlarıyla Hak tarafına uçucu diri bir nefis olur.”  (3 Ali İmran, 49)

“Ey insan sen, mevt ile rabbine gitmekte say ve içtihat edicisin,  yani  «Nefeslerin,  eceline doğru atılan adımlar kadar»  denildiği gibi nefeslerinle rabbine süratle gidicisin. Yahut rabbine gidici olduğun halde hayır ve şer amelde ciddi, gerçekten çalışıp,  işleyen ve içtihat edicisin.  Sen,  bu çalışmanla Rabbinle buluşan olursun.” (84 İnşikak, 6)

“Kalbin ruha en yakın yerine  ‘ufku mübin’,  ‘açık ve aşikâr ufuk’  denir.  Kalp seması ise sabır,  şükür,  tevekkül, bağışlama ve muhabbetle birlikte bilgi, hikmet ve hakikatler ile donatılmıştır.  Hakikat nuru,  vehim ve kuruntudan korunmuştur.  Kalbin ruh ile yakınlık,  dostluk kurulan bu yerde, resul, kutsal nefes ile temas kurdu.” (81 Tekvir, 23-25)

Gerek Bireysel gerekse Evrensel ve Küresel düzeyde, İlahî Nefes, insan ve âleme, canlılık ve Hakkın ruhuyla diriliş amacıyla, üflenerek, iradeyle verilmiştir. 

Umarım biz de İlahi Nefese kavuşup yeniden dirilebiliriz.

                                                                                                                        26122020

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder