26 Ekim 2023 Perşembe

Yaradılışta Yasal Düzen

 

Yaradılışta Yasal Düzen

Din söyler, bilim kanıtlar. Bilimsel olan değişim ve gelişimi, ‘Tagayyür’, farklılaşarak belirginleşip mükemmelleşme, kavramı açıklar. Hiçbir şey yok iken, Yoklukta, Uzay Zaman Boşluğu denen vakum ortamının ani şişmesiyle, Yokluktan Boşluğa, cenin gibi, nutfe ilim yüklü enerji damlasının çıkıp var oluşundan sonra, tüm evren oluştu. Büyük Patlamanın böyle olduğunu açıklayan çok sayıda bilimsel deney ve bulgular ile çok sayıda kutsal mesaj vardır. Hakikat, Hakkın hakikatidir, Hakkın ilminin, Kuran olarak indirilip, Furkan olarak görünmesiyle eşya oluşmuş, insan inşa edilmiştir. “Atomların neredeyse tamamı  %99,9999999999996’sı boşluktur. Evrendeki tüm maddeyi oluşturan enerji, bir santimetre küpü doldurmaz. Maddenin oluşumundaki matematiksel formüller ve fiziksel yasalar, DNA’yı hatırlatan ‘düzen’, ilk oluşum anında, enerjinin içinde, nutfe şeklindedir.”

«Allah, en evvel bir cevher, enerji halk eyledi, cevhere celâli ile nazar edince, cevher, hayasından eriyerek kısmen su ve kısmen ateş oldu»  (11 Hud, 7) “Bahri mescur, ‘Boşluk Denizi’, ilimden ibaret olan ruh ve cansızlarla ispat olunan eşyanın kâffesinin,  tümünün,  zahir olduğu, ortaya çıktığı, göründüğü, suretlerle dolu olan heyuladır yani görkemli büyüklüktür.” (52 Tur, 6) “İlim hiçbir organ için gereksiz olamaz,  hiçbir organ ilimden ayrı oluşamaz, ondan ayrılmış olamaz. Âlim, ilmin ‘şey’ ile aynı olduğunu, ayrı ve gayri olmadığını bilendir. Her şey ilminin aynısıdır. Vehim ile karışık olan akıllar, tezekkür ve bu ilim ile tahakkuk, edemez ve bu ilmi hıfz edemezler, anlayamazlar.” (39 Zümer, 9) “Her var olanın bir amaç için var edildiği, tesadüfün olmadığı, bilinmeli. Eğlence olsun diye, rastgele veya amaçsız bir şey var olamaz.  Hiçbir şey kendiliğinden var olamaz.” (80 Abese, 1-6) Dr. Stephen Hawking de, “Her obje, ilminin aynıdır ve kendi özelliklerinin deposudur, bilgisinin, ilminin taşıyıcısıdır, kütlesi kara deliğe düşse dahi bu bilgi asla kaybolmaz” der. (1) Büyük Patlamada, aniden şişen Uzay Zaman Boşluğunun, vakum ortamının, içine, Yokluktan, ilim yüklü enerji nutfesi çıkıp gelmiş ve Evren oluşmuştur. Bu bilgi kaybolmayacağı için, ‘hiçbir şey ölmez, her şey yaşar’ denir. İkiz foton, elektron ve atomlar üzerinde yapılan çok çeşitli deneyler sonucunda, ‘her şeyin, evrenin oluşumunda, önceden belirlendiği’ bilimsel olarak kanıtlanmıştır. (4)

İlimden ibaret olan ruh, her şeye ve herkese, kendisine özgü özellik verir. Sicim teorisine göre de her zerrenin titreşimi farklıdır. Bilimsel deneye göre boş bir ‘vakum’ ortamında saniyenin 10-40ında, yokluktan boşluğa, parlayıp çıkan pozitron-elektron çifti  ‘var olur yok olur’, çıkıp kaybolur. “Yokluktan, Boşluğa, bilgi, ilim yüklü enerji çıkıp var olur.” Parlayıp çıkan bu parçacıklardan birinin ani şişmesi sonucu evrenin oluşması ise diğer bir bilimsel kuramdır. Zıt kutupların birbirini sıfırlaması nedeniyle, elektrik ve manyetik kuvvetler ile madde ve anti madde toplamı aslında tam bir “Hiçliktir” ama Matematik ve Fizik gibi yasalar gerçek olduğu için “Düzenli Hiçliktir.” Bilimsel Kuramlardan biri de Evrenin nutfesi denebilecek Enerjinin içinde, DNA örneğine benzer, Kuran ‘Bilgisi’ bulunur, çekirdeğin veya ceninin açılımı gibi bu bilgi de açılıp yayılarak, Kuran südur ederek, Evreni ve eşyayı oluşturur. DNA da atomlardan oluşan, bilgi yüklü moleküllerdir.

“Mülk âlemine, kudret eliyle,  kuvvet ve kudretiyle hükmeder. Yaşam ile ölümün halk edilmesinin amacı maluma tabi olan ilmin insanlarda uygulanarak ortaya çıkışıdır. Malumun zuhuru ile zahir olan Allah’ın ilmidir.” (67 Mülk, 1,2) “O’nun, her an, her şey ve herkes ile bir şe’nde, bir neşede ve her şeye, herkese bir nazarı ve bir sırrı vardır. Herkes kendisine özgü, her şey o şeye özgü, bir nazar olduğu için vardır.” (42 Şura, 38) Aslında maddenin olmadığı ve elektronların, gözlem altında, ‘algılandığını, nazarı, algılayarak’ parçacık özelliği gösterdiği, çarpıcı bilimsel gerçektir. “Her şeyin, belirli bir zamanda, belirli bir süre için, belirli bir şekilde, oluşması için emrimiz olur. Emrimiz, göz atıp bakmamız, basar gibi kelime-i vahidedir, şeriatta o emre “Kûn” denir. Bu basar, nazar ediş, o mevcudu da içerecek şekilde, tüm varlık içindir. Vücut icat edilir ve bunun üzerine defaten o zamanda o vecih üzere  ‘şey’in vücudu vacip olur.  Bütün işlenenler nüfus levhalarında sabittir.”  (54 Kamer, 50,  51) “Fenadan sonra beka halinde esma hazretinde ve zat ile sıfat arasında fark makamında ve sıfat ile vücut memleketinde, her var olan  ‘mevcut’,  hikmete uygun ve yardıma muhtaç olacak şekilde, yönetilir. Ahsen-i veçhe ve edhemi nizam üzere müdir, belirli bir düzen içinde ve en iyi bir şekilde yönetmeye kadir olan muktedirin mülkünde olanların, tüm olay, eylem ve işleri; irade, arzu ve hükmü üzere yönetmeye ve iradesince etkilemeye kadir ve kendisine hiç bir şey imkânsız olmayan, muktedir padişahın indindedirler.” (54 Kamer, 54)

“Hak,  Muhammed suretinde zahir olur görünür. Genel rahmeti bütün eşyaya vücut vererek ve özüne olgunluğu yerleştirerek eşyanın tümünü kapsar.  Özel rahmeti,  zatının tevhidi ve gerçek olgunluğun idrakine sahip Muhammed evliyasına özgü sıfatların,  tekliğin zatından bütün hakikati içeren hepliğin kitabının inişidir. Bu Kitap önce bütünün, tüm var olanın, var olan her şeyin tamamının; kısaca eşyanın özüne kısaltılarak, öz halinde konduktan sonra ayetler indirilerek ayrıntılı bir şekilde açıklanmış Furkan, uygulama aklı kitabıdır. Kur’an,  Furkan olarak görünür,  ilim suret halinde görünür. Surette kalanlar ilmi göremez. İlim, bir düzen içinde surete bürünerek açılım halindedir. İlmin görünür hale bürünüşünü, bürünüyor oluşunu, görebilmek için ilmi bilmek, surette kalmamak gereklidir.” (Fussilet 41, 1-5) Genel olan Rahman, özel hal olan Rahim halinde görünür!

“Ortada, açıkta, görünür, hadis, zahir, zuhura gelmiş olanın anlatmaya çalıştığı hafa; gizli olanı, görünür olmaya çalışanı görmeden, hatta inkâr ederek, surette kalmayınız. Aşikâr olarak görünen ‘arz’; görünmeyen, henüz bilinmeyen ilimden rızkını alır. Arzın toprak, ateş, hava, su olmak üzere dört temel anasırdan alacakları takdir edilmiştir. Yeryüzü ve gökyüzü veya arz ve sema olarak bilinen oluşumlardan biri olarak arz rızkını aldıkça oluşur. Sonra  ‘sema’nın icadı kast edildi. ‘Sonra’ kavramı zamanı içermez, çünkü oluşumda zaman yoktur, yön ve oluşturulanların farklılığına işaret eder. Sema çeşitli yönlerden arzdan farklıdır, örneğin, sema latif, arz kesiftir. Sema manadan, yazılım veya tasarım gibi latif bir cevherden oluşur. Arz ise donanımdır, kesif bir maddeden oluşur. Her ikisi birden, zaman farkı olmaksızın, fiilen mevcut olur.”  (41 Fussilet, 9-11)

“Eğer biz  ‘var olur yok olur’ eğlence misali mevcudat olsun isteseydik kudret yönünden bize mümkün olurdu. Lâkin öyle mevcudat, varlık, olsun istemedik, çünkü hikmet ve hakikate uygun olmaz, aykırı olurdu. İnsanlar ‘İlahi’ bir düzen içindedir ancak düzeni bilmezler, kaos derler! Batıl inancı, yakin olmanın kanıtı ve keşfiyle değiştiririz. Hak, batılı kökünden söker, batıl derhal mahıv ve zail olur. Ve hemen mevcudatın fâni olduğu görülür, hakikat zahir olur.”  (21 Enbiya, 17,18) “Hak'tan mahcup olanlar görmezler mi ki, gökler ve yer, heyula, yani görkemli bir hayal ve cismanî bir madde iken, yapışık idiler? Biz bu suretlerin, ayrışarak, oluşumlarındaki aşikâr uyumsuzluğu ile gökleri ve yeri ayırdık. Ervah, canlılık, mana gökleri ile ceset arzı, bir nutfe suretinde bitişik olmuşlardı. Biz, arz ve ervahın tebâyünü, karakterlerinin uyumsuzluğu, nedeniyle, kendiliğinden ortaya çıkararak, her ikisini birbirinden ayırdık,  cenin ve Büyük Patlamada olduğu gibi. Yani biz, nutfeden her hayvanı halk ve izhar eyledik.” (21 Enbiya, 30)

“Biz, inananların, içerde ve dışarıda, görünür ve görünmezde, müşahede etmelerine yardımcı oluruz. Hatta muhakemelerine,  deliller ile anlamalarına yardımcı oluruz. Böylece, görerek, apaçık Hakk’ın aşikâr olduğunu idrak ederler. Yardım ettiklerimizden Hakk’ı eşyada müşahede edenler için Rab yeterlidir, efali delilleriyle, sıfatı tecellileriyle, görünüşleriyle anlaşılır, her şey bilgisi kapsamındadır. Her şeyin ‘Hakikati’, Hakk’ın ilminin aynısıdır, vücudu ilmi ile oluşur,  ilmi zatının aynıdır ve zatı aynı vücududur. Gayrın vücudu, aynı ve zatı da yoktur, batıldır, zandır. Her şey haliktır, yaratılandır, yalnız Hak Halık’tır, Yaratandır, Hakk’ın yüzü, Hakk’ın zatı bakidir. Nefiste ve çevrede görünen ve beliren vasıflar, sıfatlar, Hakk’ın varlığının ortaya çıkışı iledir.” (41 Fussilet, 53, 54)

Bilimsel ve teknolojik çalışmalar, araştırma ve deneyler, Evrenin işleyişindeki Matematik ve Fizik gibi yasaları bulur ve geliştirir. Işığın sönüklüğünden yaşını, evrenin yaşını bulur, galaksilerin serüvenini bilir ama şimdilik kuantum alanında şaşkınlığa uğrar. Örneğin, “Protonlar, ışık hızına yakın bir hıza ulaşacak kadar hızlandırıldıktan sonra,  saniyede milyonlarca defa çarpıştırılarak, parçalanır ve kuarklar, zerreler, açığa çıkar. Sonuçta madde anti madde ayna evreni oluşur. Kuvvetlerle dolu olan zerrelerin yarıçapı sıfırdır, içleri boşluktur. Bazı zerreler protondan 180 kat, elektrondan 200 kat ağır, biri diğerinden 100 bin kat büyük olabilir.” Şaşırtıcı ama gerçek, ‘Parça’, ‘Bütünden’ büyüktür!

Görünen,  görenin görüntüsüdür. Umarım, bize de, bizden de, Hak görünür!

                                                           Necdet Altınay 28102023

 

(1)   The Economist, Stephen Hawking's answer, Aug 26th 2015, BY D.J.P.

(2)   The Economist, Quantum theory, Oct 24th 2015.

(3)   D. Bohm, “Wholeness and the Implicate Order”, 1980, Routledge & K. Paul, sayfa 242.

(4)   Expres UK, Historic Discovery,By Paul Baldwin, Octber 16, 2015.

(https://www.express.co.uk/news/science/612340/Origin-of-the-universe-riddle-solved-by-Canadian-physicists-and-er-it-wasn-t-God