Yaradılışta Yasal Düzen
Din söyler, bilim kanıtlar. Bilimsel olan değişim ve gelişimi, ‘Tagayyür’,
farklılaşarak belirginleşip mükemmelleşme, kavramı açıklar. Hiçbir şey yok
iken, Yoklukta, Uzay Zaman Boşluğu denen vakum ortamının ani şişmesiyle,
Yokluktan Boşluğa, cenin gibi, nutfe ilim yüklü enerji damlasının çıkıp var
oluşundan sonra, tüm evren oluştu. Büyük Patlamanın böyle olduğunu açıklayan
çok sayıda bilimsel deney ve bulgular ile çok sayıda kutsal mesaj vardır.
Hakikat, Hakkın hakikatidir, Hakkın ilminin, Kuran olarak indirilip, Furkan
olarak görünmesiyle eşya oluşmuş, insan inşa edilmiştir. “Atomların neredeyse
tamamı %99,9999999999996’sı boşluktur. Evrendeki
tüm maddeyi oluşturan enerji, bir santimetre küpü doldurmaz. Maddenin
oluşumundaki matematiksel formüller ve fiziksel yasalar,
DNA’yı hatırlatan ‘düzen’, ilk oluşum anında, enerjinin içinde, nutfe
şeklindedir.”
«Allah, en evvel bir cevher, enerji halk eyledi, cevhere celâli ile nazar
edince, cevher, hayasından eriyerek kısmen su ve kısmen ateş oldu» (11 Hud, 7) “Bahri mescur, ‘Boşluk Denizi’, ilimden
ibaret olan ruh ve cansızlarla ispat olunan eşyanın kâffesinin, tümünün,
zahir olduğu, ortaya çıktığı, göründüğü, suretlerle dolu olan heyuladır
yani görkemli büyüklüktür.” (52 Tur, 6) “İlim hiçbir organ için gereksiz olamaz, hiçbir organ ilimden ayrı oluşamaz, ondan
ayrılmış olamaz. Âlim, ilmin ‘şey’ ile aynı olduğunu, ayrı ve gayri olmadığını
bilendir. Her şey ilminin aynısıdır. Vehim ile karışık olan akıllar, tezekkür
ve bu ilim ile tahakkuk, edemez ve bu ilmi hıfz edemezler, anlayamazlar.” (39 Zümer, 9) “Her var olanın bir
amaç için var edildiği, tesadüfün olmadığı, bilinmeli. Eğlence olsun diye,
rastgele veya amaçsız bir şey var olamaz.
Hiçbir şey kendiliğinden var olamaz.” (80 Abese, 1-6) Dr. Stephen Hawking
de, “Her obje, ilminin aynıdır ve kendi özelliklerinin deposudur, bilgisinin,
ilminin taşıyıcısıdır, kütlesi kara deliğe düşse dahi bu bilgi asla kaybolmaz”
der. (1) Büyük Patlamada, aniden şişen Uzay Zaman Boşluğunun, vakum ortamının,
içine, Yokluktan, ilim yüklü enerji nutfesi çıkıp gelmiş ve Evren oluşmuştur. Bu
bilgi kaybolmayacağı için, ‘hiçbir şey ölmez, her şey yaşar’ denir. İkiz foton,
elektron ve atomlar üzerinde yapılan çok çeşitli deneyler sonucunda, ‘her
şeyin, evrenin oluşumunda, önceden belirlendiği’ bilimsel olarak
kanıtlanmıştır. (4)
İlimden ibaret olan ruh, her şeye ve herkese, kendisine özgü özellik verir.
Sicim teorisine göre de her zerrenin titreşimi farklıdır. Bilimsel deneye göre
boş bir ‘vakum’ ortamında saniyenin 10-40ında, yokluktan boşluğa,
parlayıp çıkan pozitron-elektron çifti
‘var olur yok olur’, çıkıp kaybolur. “Yokluktan, Boşluğa, bilgi, ilim yüklü enerji çıkıp var olur.” Parlayıp çıkan bu
parçacıklardan birinin ani şişmesi sonucu evrenin oluşması ise diğer bir
bilimsel kuramdır. Zıt kutupların birbirini sıfırlaması nedeniyle, elektrik ve
manyetik kuvvetler ile madde ve anti madde toplamı aslında tam bir “Hiçliktir”
ama Matematik ve Fizik gibi yasalar gerçek olduğu için “Düzenli Hiçliktir.”
Bilimsel Kuramlardan biri de Evrenin nutfesi denebilecek Enerjinin içinde, DNA
örneğine benzer, Kuran ‘Bilgisi’ bulunur, çekirdeğin veya ceninin açılımı gibi
bu bilgi de açılıp yayılarak, Kuran südur ederek, Evreni ve eşyayı oluşturur.
DNA da atomlardan oluşan, bilgi yüklü moleküllerdir.
“Mülk âlemine, kudret eliyle,
kuvvet ve kudretiyle hükmeder. Yaşam ile ölümün halk edilmesinin amacı
maluma tabi olan ilmin insanlarda uygulanarak ortaya çıkışıdır. Malumun zuhuru
ile zahir olan Allah’ın ilmidir.” (67 Mülk, 1,2) “O’nun, her an, her şey ve
herkes ile bir şe’nde, bir neşede ve her şeye, herkese bir nazarı ve bir sırrı
vardır. Herkes kendisine özgü, her şey o şeye özgü, bir nazar olduğu için
vardır.” (42 Şura, 38) Aslında maddenin olmadığı ve
elektronların, gözlem altında, ‘algılandığını, nazarı, algılayarak’ parçacık
özelliği gösterdiği, çarpıcı bilimsel gerçektir. “Her şeyin, belirli bir zamanda, belirli bir süre için, belirli bir
şekilde, oluşması için emrimiz olur. Emrimiz, göz atıp bakmamız, basar gibi
kelime-i vahidedir, şeriatta o emre “Kûn” denir. Bu basar, nazar ediş, o
mevcudu da içerecek şekilde, tüm varlık içindir. Vücut icat edilir ve bunun
üzerine defaten o zamanda o vecih üzere
‘şey’in vücudu vacip olur. Bütün
işlenenler nüfus levhalarında sabittir.”
(54 Kamer, 50, 51) “Fenadan sonra
beka halinde esma hazretinde ve zat ile sıfat arasında fark makamında ve sıfat
ile vücut memleketinde, her var olan
‘mevcut’, hikmete uygun ve
yardıma muhtaç olacak şekilde, yönetilir. Ahsen-i veçhe ve edhemi nizam üzere
müdir, belirli bir düzen içinde ve en iyi bir şekilde yönetmeye kadir olan
muktedirin mülkünde olanların, tüm olay, eylem ve işleri; irade, arzu ve hükmü
üzere yönetmeye ve iradesince etkilemeye kadir ve kendisine hiç bir şey
imkânsız olmayan, muktedir padişahın indindedirler.” (54 Kamer, 54)
“Hak, Muhammed suretinde zahir
olur görünür. Genel rahmeti bütün eşyaya vücut vererek ve özüne olgunluğu
yerleştirerek eşyanın tümünü kapsar. Özel
rahmeti, zatının tevhidi ve gerçek olgunluğun
idrakine sahip Muhammed evliyasına özgü sıfatların, tekliğin zatından bütün hakikati içeren
hepliğin kitabının inişidir. Bu Kitap önce bütünün, tüm var olanın, var olan
her şeyin tamamının; kısaca eşyanın özüne kısaltılarak, öz halinde konduktan
sonra ayetler indirilerek ayrıntılı bir şekilde açıklanmış Furkan, uygulama
aklı kitabıdır. Kur’an, Furkan olarak
görünür, ilim suret halinde görünür.
Surette kalanlar ilmi göremez. İlim, bir düzen içinde surete bürünerek açılım
halindedir. İlmin görünür hale bürünüşünü, bürünüyor oluşunu, görebilmek için
ilmi bilmek, surette kalmamak gereklidir.” (Fussilet 41, 1-5) Genel olan
Rahman, özel hal olan Rahim halinde görünür!
“Ortada, açıkta, görünür, hadis, zahir, zuhura gelmiş olanın anlatmaya
çalıştığı hafa; gizli olanı, görünür olmaya çalışanı görmeden, hatta inkâr
ederek, surette kalmayınız. Aşikâr olarak görünen ‘arz’; görünmeyen, henüz bilinmeyen
ilimden rızkını alır. Arzın toprak, ateş, hava, su olmak üzere dört temel anasırdan
alacakları takdir edilmiştir. Yeryüzü ve gökyüzü veya arz ve sema olarak
bilinen oluşumlardan biri olarak arz rızkını aldıkça oluşur. Sonra ‘sema’nın icadı kast edildi. ‘Sonra’ kavramı
zamanı içermez, çünkü oluşumda zaman yoktur, yön ve oluşturulanların
farklılığına işaret eder. Sema çeşitli yönlerden arzdan farklıdır, örneğin,
sema latif, arz kesiftir. Sema manadan, yazılım veya tasarım gibi latif bir
cevherden oluşur. Arz ise donanımdır, kesif bir maddeden oluşur. Her ikisi
birden, zaman farkı olmaksızın, fiilen mevcut olur.” (41 Fussilet, 9-11)
“Eğer biz ‘var olur yok olur’
eğlence misali mevcudat olsun isteseydik kudret yönünden bize mümkün olurdu.
Lâkin öyle mevcudat, varlık, olsun istemedik, çünkü hikmet ve hakikate uygun
olmaz, aykırı olurdu. İnsanlar ‘İlahi’ bir düzen içindedir ancak düzeni
bilmezler, kaos derler! Batıl inancı, yakin olmanın kanıtı ve keşfiyle
değiştiririz. Hak, batılı kökünden söker, batıl derhal mahıv ve zail olur. Ve
hemen mevcudatın fâni olduğu görülür, hakikat zahir olur.” (21 Enbiya, 17,18) “Hak'tan mahcup olanlar
görmezler mi ki, gökler ve yer, heyula, yani görkemli bir hayal ve cismanî bir
madde iken, yapışık idiler? Biz bu suretlerin, ayrışarak, oluşumlarındaki
aşikâr uyumsuzluğu ile gökleri ve yeri ayırdık. Ervah, canlılık, mana gökleri
ile ceset arzı, bir nutfe suretinde bitişik olmuşlardı. Biz, arz ve ervahın
tebâyünü, karakterlerinin uyumsuzluğu, nedeniyle, kendiliğinden ortaya
çıkararak, her ikisini birbirinden ayırdık,
cenin ve Büyük Patlamada olduğu gibi. Yani biz, nutfeden her hayvanı
halk ve izhar eyledik.” (21 Enbiya, 30)
“Biz, inananların, içerde ve dışarıda, görünür ve görünmezde, müşahede
etmelerine yardımcı oluruz. Hatta muhakemelerine, deliller ile anlamalarına yardımcı oluruz.
Böylece, görerek, apaçık Hakk’ın aşikâr olduğunu idrak ederler. Yardım
ettiklerimizden Hakk’ı eşyada müşahede edenler için Rab yeterlidir, efali
delilleriyle, sıfatı tecellileriyle, görünüşleriyle anlaşılır, her şey bilgisi
kapsamındadır. Her şeyin ‘Hakikati’, Hakk’ın ilminin aynısıdır, vücudu ilmi ile
oluşur, ilmi zatının aynıdır ve zatı
aynı vücududur. Gayrın vücudu, aynı ve zatı da yoktur, batıldır, zandır. Her
şey haliktır, yaratılandır, yalnız Hak Halık’tır, Yaratandır, Hakk’ın yüzü, Hakk’ın
zatı bakidir. Nefiste ve çevrede görünen ve beliren vasıflar, sıfatlar, Hakk’ın
varlığının ortaya çıkışı iledir.” (41 Fussilet, 53, 54)
Bilimsel ve teknolojik çalışmalar, araştırma ve deneyler, Evrenin
işleyişindeki Matematik ve Fizik gibi yasaları bulur ve geliştirir. Işığın
sönüklüğünden yaşını, evrenin yaşını bulur, galaksilerin serüvenini bilir ama
şimdilik kuantum alanında şaşkınlığa uğrar. Örneğin, “Protonlar, ışık hızına
yakın bir hıza ulaşacak kadar hızlandırıldıktan sonra, saniyede milyonlarca defa çarpıştırılarak,
parçalanır ve kuarklar, zerreler, açığa çıkar. Sonuçta madde anti madde ayna
evreni oluşur. Kuvvetlerle dolu olan zerrelerin yarıçapı sıfırdır, içleri boşluktur.
Bazı zerreler protondan 180 kat, elektrondan 200 kat ağır, biri diğerinden 100
bin kat büyük olabilir.” Şaşırtıcı ama gerçek, ‘Parça’, ‘Bütünden’ büyüktür!
Görünen, görenin görüntüsüdür. Umarım, bize de, bizden
de, Hak görünür!
Necdet
Altınay 28102023
(1)
The Economist, Stephen Hawking's
answer, Aug 26th 2015, BY D.J.P.
(2)
The Economist, Quantum theory, Oct
24th 2015.
(3)
D. Bohm, “Wholeness and the Implicate
Order”, 1980, Routledge & K. Paul, sayfa 242.
(4)
Expres UK, Historic Discovery,By Paul
Baldwin, Octber 16, 2015.