17 Mart 2021 Çarşamba

Varoluş Renklidir

 Varoluş Renklidir

Doğada ve Evrende, ilmin uygulanmış hali olarak, bir ‘Düzen’ vardır, rastgelelilik ve tesadüf yoktur. Düzenin fark edilmesi önemlidir. Örneğin, Doğada bir ‘altın oran’ uygulaması vardır. Renkler, en sıcağından en soğuğuna, dalga boyları en kısasından en uzununa kadar düzenli ve uyumlu bir farklılaşma gösterir. Galaksilerin açılımı ve yerçekimsel güçlerin etkileşimi, belirli bir matematiksel formüle dayanır. Eşyayı oluşturan enerji kuvvetleri, belirli ortamda, bilinen koşullarda, kesifleşip kütleleşir, maddeleşir, bedenleşir. Hücreler arası mesajları ileten 5 mili voltluk elektrik yüküdür. Hücreler arası bu elektrik alış verişi, sesli ve renklidir. İnsanlığın, son bilimsel keşiflerle yaptığı renkli TV yayınlarını, nöronlar, ezelden beri hep yapar. İnsan, kalbin manyetik alanının içinde yaşar!

Mikrodalga ışınımı, X-ray ışınımı gibi çeşitli Elektro Manyetik Radyasyon-EMR ışınımı dalgalar halinde, küresel biçimde, yayılır. Her yerden her yere, her zaman sonsuz EMR ışınımı vardır. Bir göze ulaştığında ‘görülebilir ışık’ olarak görünür. Görünen ışık fotondur, ışın, ışık hızında ve kuantalar halinde yayılır.  Bir kuanta, belirli bir miktar enerjidir. Böylece fotonun enerjisi ölçülür. Işınım dalga halinde olsa da partikül,  parçacık veya foton olarak görünür.  Bir ışık kaynağından sonsuz ışın, ışık çıkar. Işık, prizma veya camdan geçerken kırılır ve dalga boylarına göre ayrılarak renkler de görünür.  Kuantum mekaniğine girince de dalga özelliği gösteren parçacık ve parçacık özelliği gösteren dalgalar söz konusu olur. Bilimin “Belirsizlik İlkesi”  ile çeşitli gerçeklikler anlatılır, gerçek bilinenler oluşur.  Sanırım en iyi sonuç şu olabilir “Görünen bilinmedikçe, Bilinen görünmüş olmaz!”

“Arz ve sema, madde ve mana, yer ve gök, ayrılmadan önce bitişikti; heyula iken yani görkemli bir hayal ve cismanî bir madde iken, yapışık idiler. ‘Uyumlu Farklılaşma ve Başkalaşarak Mükemmelleşme’ sayesinde, kısadan uzuna, ses ve renk dalgaları gibi ayrıldılar.  Benzer şekilde bebek, su damlası iken, kan pıhtısı olur, insan olma ilmiyle donatılınca yani ruh verilince, arzı ve semasıyla, yayılıp döşenir.  İnsan ve Dünyada, arz ve sema, madde ve mana, kuvvetleri farklılaşarak yedi kat olarak hüküm ve takdir edildi. Arz ile Semanın her katına, amacı, işleri,  araçları,  tesir ve tedbirleri, işaret edildi.”  (41.12)

Ayetin açıkladığı gibi Evrende yer ve gök önce bitişik iken sonradan  ‘uyumlu farklılaşıp kendiliğinden ortaya çıkış’ ile yer ve gök ayrılmıştır. ‘Uyumlu farklılaşma’ kavramı en iyi gök kuşağında görülebilir.  Renkler,  en kısa dalga boyundan en uzun dalga boyuna kadar kesiksiz,  boşluksuz,  atlamasız bir şekilde oluşur. Fotonun açılımı küreseldir, bir ucu gözde iken, uzun dalganın boyu evrenin fiziksel büyüklüğü kadardır. Bu açılım, uyumlu farklılaşmayla kendiliğinden ortaya çıkışın örneğidir. Foton, ‘kuanta’ adlı enerji paketlerini içerir, kütlesi yoktur, hızı ışık hızıdır.  Hem parçacık hem dalga özelliği gösterir. Her dalga boyu ayrı bir renkte ve ısıdadır. Dalga boyu kısaldıkça içerdiği enerji ve ısısı artar. Her dalganın enerjisi ölçülebilir. “Hatta kuramsal açıdan, hacim olarak ifade edilmesi halinde,  en kısa dalga boyundaki enerjinin bir santimetre küpü, evrendeki tüm galaksilerin kütlesel oluşumuna yeterlidir.” (1) Enerji, Kütleye dönüşür, nedeni bilinmez. Kütle ve enerji neden canlanır da hayat oluşur? ‘Neden’ soruları kutsal metinlerde açıklanır.

“Allah’ın ayetleri ve sıfatlarına hidayet bularak, Hakk'ı arif olmaları için, ceset arzında, duygu ve düşünce, kalp ve akıl;  havas tarikleri,  arzu,  heves ve isteklerine uygun yolları,  var ettik.  Ve biz, kalp ve akıl semasını, üstlerinde atmosfer gibi yükselterek,  ceset arzını,  tagayyür etmek, başkalaşmak, mükemmel olmak için tazelenmek, yenilenmek,  üzere oluşturduk ve sehven, yanlışlıkla, kasıtsız olarak, olabilecek hasar ve hatadan mahfuz kıldık,  koruduk.  Akıl seması,  her türlü hayal,  tasavvur,  duygu ve düşünceleri kapsayacak ve birbirine bağlayacak şekilde yer alır. Her birisi makul ve mantıklı olarak akla dayanır.  Akılda boşluk bulunmaz,  kırılmaz ve bükülmez, kimse aklını terk edemez.  Bütün bunları anlayamayanlar için akıl seması, ilim ve mana göklerini yani uzayını, delil ve şahitlerinden, maddi veya bedensel kanıtlarından, uzaklaştırıcıdır. Allah, nefis gecesini ve ruh güneşinin nuru olan akıl gündüzünü ve gece ile gündüzü içine alan ’Kalbi’ halk eden ve izhar eyleyen,  açığa çıkaran, zattır. Bunların her biri, ulvi bir karargâh veya makamda ve ruhaniyet semasının bir mertebesinde Allah’a seyir eder.” (21.30-33)

 İnsan beyninin ağırlığı, vücudun yüzde 2 si kadardır ama enerjinin yüzde 25 ini harcar. Beyin, düşünce üretir, etkendir; madde vücut, düşünceyi uygular, edilgendir. Düşünce gücü,  elektronik alet çalıştırır, enerjik kuvvettir.  Beyin hücreleri arasında oluşan elektrik akımı ve EMR alanı kuvvetlerden oluşur. Kutsal metinlerde bu alana ‘Kalp ve Akıl Seması’ denir. Günlük yaşamda farkında olunmasa da “Ben” denilen ‘şey’ ilgili kuvvetler arası bir denge durumudur. Belirli bir denge durumuna ‘ben’ denir. Nörolojiye göre, ses ve renkler gibi, her şey, sinir uçlarınca algılanır ve her şey, tamamen bir algıdır, bütünden kopuk ayrı bir ‘benlik’, ‘sen,  ben’  yoktur. Her hareket, yeni bir denge durumu yaratır. Hareketleri ve yeni denge durumlarını, akıl, kendine özgü ‘kıyas’ yöntemiyle anlar. “Kalbin elektromanyetik alanının çapı yaklaşık 5 metredir. Kalbin elektrik akım kuvveti, beyin elektrik akım kuvvetinden 60 kat daha güçlüdür. Kalbin elektromanyetik alan kuvveti ise beyninkinden 5.000 kat daha kuvvetlidir.” (2,3) Beyin, kalbin içinde ve etkisinde çalışır, EMR alanları etkileşim içindedir. Kalbin elektrik ve manyetik alan kuvvetlerinin titreşimi evreninkilerle de etkileşim içindedir. Uyumlu frekanslar birbirini çeker, sonunda genellikle birleşir, korkulan başa gelir. Olumlu duygu ve düşünceler de mutlaka gerçekleşir.

Umarım, evrimsel olması istenen evrensel oluşumun hakikatini idrak edebiliriz!

                                                                                                                                             19032021

 

(1)     D. Bohm, “Wholeness and the Implicate Order”, 1980, Routledge & K. Paul

(2)     Sercan Çetin, https://www.youtube.com/watch?v=E3Sgne96bk0

(3)     https://www.facebook.com/TeslaOsilatoru/videos/740712966726432/

 

 

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder