Güzellik Hak’tandır
“Din, güzel ahlaktır” bütünleştiricidir. “İnkâr edenler, devenin
yaradılışının, semanın yüksek yüceliğinin, dağların dikilişinin, arzın
yüzeyinin, özelliklerine bakıp görüp idrak etmiyorlar mı? Yani güzellik içinde
zahir olan, açığa çıkan eserlere bakıp ibret almıyorlar mı? Apaçık eserlerden
vuslat, kavuşma ve sıfat tecellisine ulaşmaları gerekir.” (88 Gaşiye, 17) Sanki
gördüğü eserlerin güzelliğini idrak edenler güzelleşirler, eserleşirler!
Yerinde, zamanında ve dozunda düzenli
bir şekilde ihtiyaçları karşılanan nefis güzelleşir, tatmin olur,
nefis bir durumda çalışır. Sorunlarını
böylece çözen kalp artık ruhun nurundan,
ilmin idrak ve aydınlığından,
yararlanır. Ruhun nurunu zevk
eden kalp yeniden doğar. Aklın ve kalbin, nefsin emrinde çalıştığı dönemde,
etkinlikleri çok azdır. Bu dönem gözden
geçirildiğinde her ikisinin de fonksiyonunun farklı olduğu görülür. Nefsanî zevklerin artmasına ve biraz duygu katılmasına
katkı sağlarlar. Oysa yeniden doğuş ile
fonksiyonları tamamen değişir. Kalp ruha nefis de kalbe hayran kalır,
eserleşirler.
“Kalpleriniz, ruh nuruyla, ilmin idrakiyle, hayat bulunca, his uykusundan
uyanıp, kutsal âlem fezasında dağılıp
yaşarsınız.” (25.47) “Ruhani güçler âlemine, sizi temizleyen pak ilim suyunu
indirdik.” (25.48, 49) O ilim suyu, hakikatlerin,
unutulmuş olan ahitlerin, verilen sözlerin, kavuşmanın ve aslın güzelliğinin hatırlanması
için indirilmiştir. İlim, suretler, şekiller ve misaller verilerek anlatılmış ama
insanlar suret, şekil ve misallerde
kalmıştır. İnsan, celal perdelerindeki
rahmani rahmet suretlerini görür ama rahimsi rahmeti düşünüp ilmi idrak edemez, küçümser, horlar.” (25 Furkan, 50)
Bilen, bildiğini bilen, farkında
olan yalnız insandır. “Âdemoğullarını, nutuk
ve temyiz, ayırt etme, akıl ve ilim sahibi olmakla takdir ettik, terkim eyledik, sıfat,
işaret, kerem, ikram sahibi
yaptık. Dünya ve ahrete ilişkin her
türlü ihtiyaçlarını talep ve elde etmeleri için kara ve denizlerde gezdirdik, sebeplerini onlara kolay kıldık. Âdemoğluna, başka mahlûklara verilmeyen değişik cins, rızıklar
verdik. Onları mahlûkatımızın çoğundan üstün kıldık. Âdem, yakin kılındı, tevhit
ile donatıldı, ruh ve cesetten
oluşturuldu, kemalin talebinde ruh ile cesette terakki ettirildi; ruh ve bedende yürütülerek ervah, ruhlar,
ilim âlemi denizinde ve cisim âlemi arzında ilerletildi. Ayrıca ilim ve bilgilerin en güzeliyle
rızıklaştırılıp tüm mahlûklara üstün kılındı.” (17.70; 2.30) İnsana, konuşma
yeteneğiyle bilgi ve kültür aktarımı sağlayan, ‘konuşma geni’ ve ‘konuşma kemiği FOXP2’ ayrıca verilmiştir.
“Her şey Rabbin iradesiyle ve ilmindendir, ilmi her şeyi kapsar, yönetir.”
(6 Enam, 80) “Halinizin,
halden hale döndürülmesine, başka kalıba sokulmasına kadir olan Zattır.
Ruh nuruyla kalp danesini yarıp, kalp danesinden ilimleri ve bilgileri ve kalp
nuruyla nefis çekirdeğini yarıp nefis çekirdeğinden güzel ahlâkı çıkarıcıdır.”
(6.95) “Ruh semasından ilim suyunu indirir, ilmî imanla iman edenler için büyük
alâmetler vardır.” (6 Enam, 99)
“Kuran, değişmez, bozulmaz, noksansız, afetten korunmuş, kanıtlanmak
üzere, evrenin tümünde apaçık ve
hakikatleri muhkem, sağlam kılınmış bir kitaptır. Hakikatlerini, daha sağlam ve daha güzel olması mümkün
olmayan bir ilim ve hikmet üstüne inşa eder.
Hakikatleri, zahirde, görünürde,
muayyen ve malum, belirli ve bilinen,
miktarda, belirli zamanlarda aşikâr olur.
Takdir ve tertibinde hikmete uygun intizamda, düzendedir. Ayrıntılarından
layıkıyla bilgi sahibi olan ilim ve hikmet sahibince, ahkâm ve ayrıntısı cüzi
âlemde ortaya çıkarılmış, aşikâr edilmiş bir kitaptır.” (11 Hud, 1)
“(Ca’ıl) kelimesi, ibda, yoktan,
örneksiz, yeni ve güzel bir şey icat etmekle tekvinin, yaradılış ve halk edişin
ikisini de kapsar. İnsan, emir ve halk âleminden mürekkep olduğundan ayette (halukun)
denilmeyip (ca’ılün) denilmiştir.” (2 Bakara,29) Hz. Ali «Allah, güzeldir güzelliği sever» buyurmuştur. Rivayete göre Nebi «Allah, halkı
zulmette, bedende, yarattı. Sonra onlara
nurundan saçtı. Nur, idrak isabet eden
hidayet buldu, etmeyen dalâlette kaldı. O nur da Allah'ın boyasıdır. Bundan daha
güzel boya yoktur» demiştir.
Her şey ilminin deposudur ve ilminden ayrı ve gayrı isimi, cismi ve resmi
olamaz, ilmi çekilirse geriye bir şey kalmaz. Enerjiye dönerse maddesi kalmaz. Her
şey Hakkın ilminden hakkını hakça almadıkça halk edilmiş olmaz, ilmi uygulanmış
olmaz. Uygulanınca da uygulamada ilmin güzelliği, en uygun ve en güzel bir
şekilde uygulanmıştır.
Fizik, kimya, matematik bilimlerdir,/ Evren
bütünselliğindeki, dilimlerdir,
Bilimsel modellemeler güzel değil, / Görünen,
modellenendeki güzelliktir.
Umarım biz de güzelliği ve Güzeli idrak edebiliriz.
22012021