28 Ağustos 2019 Çarşamba

Kalp Çocuğunun Canlanışı


            Kalp Çocuğunun Canlanışı

            Kitapta, her zaman her kesimden herkese hitap eden ayetler vardır. Bazıları, emir bazıları da tavsiye niteliğindedir. Anlatılmak istenen bazen hikâyelerle anlatılır. Bireysel gelişim toplumsal olaylarla zenginleştirilir. Tüm hitap, bireysel olsa da toplumsal olarak da ele alınır. Çünkü bireysel nefsanî gazap ve şehvet güçleri toplumsal düzeyde uygulanır. Örneğin, gazap kuvvetleri, bu konuda işbirliği yapan bireyler bir araya geleceği için, gazap mahallesi olarak adlandırılabilir. Bilge kişiler de hakikatleri hikâyelerle anlatır.

            Bir hikâyeye göre, “Zengin yaşlının genç oğlu, mirasına göz koyan, amca ve oğullarınca öldürülür. Kimin tarafından öldürüldüğü anlaşılmasın diye de yol kenarına atılır. Katilin belirlenmesi için bir bakara boğazlanıp, kuyruğu veya dili gibi bir parçasıyla öldürülene vurulması emredilir.”  Bu olayda boğazlanan, ilim ve hikmet açısından zengin olan ruhun oğlu olan kalptir. Katiller ise amca olan hayvani nefis ve onun oğulları şehvet ve gazap kuvvetleridir. Kalbin mirası olan hikmet ve ilme sahip olma amacıyla, kalbin hayatı olan hakiki aşkı ortadan kaldırıp, kalbi, hayatından, hakiki aşkı yaşamaktan, men ederler.

 

            Rivayete göre hurma ağacı, Âdem’in toprağının kalanından yaratılmıştır. Bu nedenle Âdemin kalan toprağı, Âdemin erkek kardeşidir. Erkek kardeşinin bir kızı, nebati nefis, bir de oğlu, hayvani nefis, vardır. Böylece, nebatî nefis, insanî nefsin halası, hayvanî nefis de amcasıdır. Ruh ile nefis kardeştir, her ikisi de kutsal ruh denilen faal akıldan feyizlerini, idraklerini alır. Ruhun mirası, hikmet ve aklın anlayacağı ilmin idrakidir. Kalbi, bu mirastan mahrum edip kendi akrabalarına kalmasını sağlamak üzere, şehvet ve gazap kuvvetleri, kalbi katlettiler ve cesedini ruhani güçler ile tabii güçler mahalleleri arasındaki yol üstüne attılar. Şehvet ve gazap kuvvetleri fesattır, kendi aralarında da anlaşamaz, daima iyi işleri kendilerinin kötü işleri diğerlerinin yaptıklarını iddia ederler. Ancak kalbe karşı işbirliği yaparlar. Kalbin istila edilip katledildiği bilinir ve onun hayat nuru daima ihraç ve izhar edilir. “Kalbin hayat bulup katili ihbar etmesi için bakaranın kuyruğu veya dili ile vurunuz” dendi.

 

            Nefsi, bakarayı, öldürüp kuyruğun vurulması, dokunma duyusu dâhil dış duyuların ilk hallerine dönüştürülmesidir. Bitkisel nefse bağlantısı bulunan ve en evvel ve en ahir yönünü sürekli baki kılmak için, beş duyunun, evvelki haline dönüştürülüp bırakılmasıdır. Tüm duyular faal halde kalır ama nefis öldüğü için ölmeden önce algılanan zanların değil artık yine hakkın algılanması beklenir. Dış duyular nefsin kuyruğudur. Lisanıyla, diliyle vurulması, nefsin ahlak ve kuvvetlerinin tadili ile lisanının yani fikrinin baki kılınmasıdır. Düşüncenin baki kılınması iki şekilde olabilir. Birinci yol tasavvuf yolunda olduğu gibi riyazetle yani kanaat ederek şehvet ve gazabı öldürmektir. Bu yol cani, azgın, azmış nefisler için daha iyidir. Diğer yol ahlakın tadil edilerek tahsil etme yoludur, bu yol yumuşak ve zayıf nefisler içindir. Bakaranın parçası maktule vuruldu ve maktul şah damarından kanlar akarak kalktı, dirildi ve katilini haber verdi. Yani kalp çocuğu hakiki hayatla dirildi. Ama bedene bağlılığı nedeniyle, bedensel kirliliğin üzerinde olduğunun, katilin eserinin üzerinde olduğunun, idrakindedir. Kalp, bedensel kuvvetlerin, kendi idrakine engel olacağını ve nurunu perdeleyeceğini biliyordu. Sizin akıl erdirmeniz ve anlayabilmeniz için, cehil ölüsü yani henüz idrakten yoksun kalp, ilim ve hakiki hayatla ihya edilir, diriltilir. (2.72,73)

 

Yaşar Nuri Öztürk:
Bakara 72. Siz bir adam öldürmüştünüz de onunla ilgili olarak çekişip duruyordunuz. Oysaki Allah, sizin sakladıklarınızı ortaya çıkaracaktı.
73. Şöyle dedik: "Kesilen ineğin bir parçasıyla öldürülen adama vurun." İşte böyle diriltir Allah ölüleri. Size ayetlerini gösteriyor ki, aklınızı işletebilesiniz.

10 Ağustos 2019 Cumartesi

Yücelişin Seyri


            Yücelişin Seyri
 
Çok rahat ettiğim koltuğa otursam,

Ellerimi dizlerimin üzerine koysam,

Beş duyumu tam olarak kullansam,

İşittiğimi görüp, gördüğümü tutsam…
 

Düşünebildiğimi, derince düşünsem,

Hayallerimi, sınıra kadar kullansam,

Fiiller irademde, beden sanki yitiktir,

Düşünmekse bile enerji yüklenmektir.
 

Yüklenen enerji, gerektirir nakliyeci,

Enerjinin nakli, algılanması hücre işi,

Bir nörondaki, bir molekülün tek işi,

Enerji denip atoma yüklenen, ne ki?
 

Elektronların, eksi yükünün elektriği,

Tüm elektrik ise bir voltun binde biri,

Cüzi iradem, ‘yazılımın’, yaptığı iştir,

Duyular,  çevredeki bir şeyleri algılar,

Algılanan, elektromanyetiğe yüklenir.
 

Ayet: “Siz, hıfz edici, mesaj alıp, veren,

Kuvvetlerin izdihamından oluşursunuz.”

Yokluktaki ilmin bilimini konuşursunuz,

İlmi bilip, bilimsel kanıtta buluşursunuz.

 

Yüklenen, taşınır, algılanıp, çözümlenir,

İnsanın DNA’sına yazılmıştır irade bilinir,

Her şey ‘verilmiş’ bu ‘irade’ ile yürütülür.

Atomik alışveriş, dönüşür keyfe, lezzete.

“Benlik”, bu olup bitenlerin neresinde?

 
Melekler, yetenekler, Âdeme secdede!

Âdem, Mekke’de Kâbe’de, tefekkürde,

Kalp Kâbe’sinde, tavaf ederek, şükürde,

Yaratılan, yücelişin seyrinde, cennette!

 
İnsan, bencil varoluş iddiasının peşinde,

Oysa olmalı, kendi inşasının, inşa işinde.

Necdet, kurban oluşla kurtul, tefekkürle,

‘Görünen, görenin görüntüsüdür’ sende!


         Kurban Bayramı Mesajı, 10.8.2019