Olgunluk Örnekliktir,
Var olanlar arasındaki örnek oluş, dayanışma ve yardımlaşmanın nedeni;
oluşumun kendisinin, dayanışma içinde ve her şey ve herkesin birbirine örnek
olacak şekilde, vuku bulmasıdır. Kuran Ayetleri, oluşumda, tagayyürden, yani ‘bozulmaz,
bozulamaz, uyumlu farklılaşarak belirginleşip mükemmelleşme’ deyiminden söz
eder. Bu kavram bebeğin yumurtadan itibaren hücre bölünmesiyle gelişiminde iyi
görülebilir. İlmin ilk uygulanışı da, elektro manyetik enerji dolu kuvvetler
olarak, ortaya çıkışıdır. Sürekli iletişim ve etkileşim içinde olup da, Higgs
bozonu içinde toplanıp maddeleşip, bedenleşen, kuvvetler; canlı ve cansızların
kaynak ve örneğini oluşturur. Prototip, üretimin örneğidir. Canlıların özü olan
DNA Levhasına, maddeye hükmetme iradesi, yazılmıştır. İnsanın inşası için de
ayrıca fıtratına, insanı insan yapan yetenekler kazınmıştır. Bilimsel ve
teknolojik buluşlara dayanarak yapılan deneylerle, Ayetlerde belirtilen
gerçekler, kanıtlanmaktadır.
“Kur’an, değişmez, bozulmaz, bozulamaz, noksansız, afetten korunmuş,
kanıtlanmak üzere, evrenin tümünde Mevcudat ile Apaçık olan ve hakikatleri
muhkem, sağlam, kılınmış bir kitaptır. Hakikatlerini, daha sağlam ve daha güzel
olması mümkün olmayan, bir ilim ve hikmet üstüne inşa eder.” (11 Hud, 1) Büyük
Hadron Çarpıştırıcısında, proton gibi parçacıkların saniyede 40 milyon defa,
hızla, çarpıştırılarak elde edilen bulgularla kanıtlanan bilgilere göre “Varlığımızı”, saniyenin 10-40ında, trilyonda birinde, ‘Yokluktan’
‘Boşluğa’ var olup çıkan ve yok olup giden parçacıklara ve aralarındaki ‘Boşluk
Denizine’ borçluyuz. (1) Elektronun elektrik değeri, elektronun etrafında
polarize olan pozitron ile elektron arasındaki ‘Boşluğa’ tabidir. Yakında
artar, uzakta azalır. Elektronun elektrik değeri milyarda bir az ya da çok olsa
atom oluşamaz. Evrenin dengesi hassastır. ‘Milyarda bir farklı olsa evren oluşamazdı’
denen milyonlarca katsayı bilinir.
‘Sistemin dışından, Nazar gibi, yapılan müdahale’ ile Higgs bozonu içinde
‘toplanan kuvvetler’ bir parçacığın hareketini kısıtlar; parçacık
‘kütle’ kazanır ve hareket etmesi için daha büyük kuvvetle itilmesi gerekir;
böylece Eşya, Madde ve Dünya, her şey oluşur. “Sakfı merfu'; levha-i mahfuzdur,
levha-i kaderden, suretler ve ahkâm nazil olan sema-i dünyadır. Dünya semasına
nüzul, aşağı inişten sonra cansız şeylerde, hululü, içine gizlice girişi ile
şahadet âleminde zahir, aşikâr, olur. Bahri Mescur, ‘Boşluk Denizi’, birbirine yakın olup da etrafı çevrili olan
ve ispatlanan, eşyanın tümünün zahir olduğu, ortaya çıktığı, suretlerin
göründüğü heyuladır yani görkemli büyüklüktür.” (52 Tur, 5, 6) Kader
levhasından, saklı ve muhafaza edilen levhaya suretler, şekiller ve ahkâm,
düzen, inen dünya semasına ‘Sakfı Merfu’ denir. ‘Yokluktan boşluğa çıkıp var
olan zerreler’ bilimsel deneylerde kanıtlanmıştır. Ayet de ‘Kader Levhasından’
‘Dünya Semasına’ inip aşikâr olan zerrelerden söz etmektedir. Kitapta, “Bir
emirle, oluşum halindeki evrenin, ‘Var, olur; Yok, olur’ şeklinde eğlence gibi
oluşması istenmedi” denilir. (21 Enbiya, 16,17). Kısaca, Maddi Evrenin, ‘Yokluk
Âlemindeki’ örneğine, prototipine, uygun oluştuğu bildirilir. Zerreler, Kader
Levhasından, Yokluktan, Dünya Semasına çıkar, Higgs Bozonunda, Boşluk Denizinde,
kütle kazanıp Eşyayı oluşturur. Kuvvet ve Kudretin Kaynağı Haktır; İlim, Hakkın
gölgesidir. O’ndan gelir, O’na gideriz!
“Her şey ve herkese özgü, irade
beyanı olarak, bir ‘nazar’ vardır.” (42 Şura, 38) Bu ayet, halk edişte,
‘Kuvvetler’ üzerinde, ‘Kaynağından, Sistemin dışından,
yapılan bir müdahale’ denilen
bir ‘İrade Beyanı’ olduğunu gösterir. ‘Uzay Zaman Birleşik
Alanındaki Kuvvetlerden’ bazıları, elektron-pozitron misali, zıt kuvvetler
halinde, ‘Yokluktan’ ‘Boşluğa’ çıkar ve aralarındaki ‘Boşluk Denizi’ sayesinde,
zahir olur, görünür, ‘kaynağından bir nazar iradesiyle’ de, toplaşıp kütle
kazanır, kaynağından kopmayacak şekilde ‘Eşyayı’ oluşturur. İnsan ise Allah’ı bilmesi için inşa edilir! (2) “(Ca’ıl)
kelimesi, ibda, yoktan, örneksiz, yeni ve güzel bir şey icat etmekle tekvinin,
yaradılış ve halk edişin, ikisini de kapsar. İnsan, emir ve halk âleminden
mürekkep olduğundan ayette (halukun) değil
(ca’ılün) denilmiştir.” (2
Bakara, 29) Yokluktan, Hakkın Nazarı yani İrade Beyanıyla, var olanlar,
örneğine uygundur.
İnsan, böylece esfel-i safilinden,
maddenin çukurundan, açılan temelden, ana rahminden, arş-ı alaya yücelir.
‘İnsanlık ilmi, Allah’ın ilmiyle bağlantılı’ olabilir. İnsan, Kuvvet ve Kudretini,
maddeye ve bedene hükmetme iradesini, doğrudan Hak’tan, gaip âleminden, alıyor
olabilir. İnsan, onun ilmi ile âlim, vücudu ile mevcut, nefsi ile kaim, ayakta,
hayatı ile hay, diri, kuvvetiyle kuvvetli ve hükmü ile iradelidir. “Yer ve
gökte bulunan bütün mevcutlar tespih eder, izafî vücuduyla, halden hale geçen
mevcudiyetiyle, acizden olgunluğa eriş sürecine örnek oluşturur.” (57 Hadid,
1,2) “Allah, Âdemin inşasında görev alacak olan ilim sahibi uygulayıcılara,
Âdemin icat edilmesi iradesini göstermiş, emretmiştir. Her şeyin hazinesi,
bizim indimizdedir, her şeyi, ancak malum miktarda indiririz.” (15 Hicr Suresi,
21) Seyri süluk, Hakka yolculuk veya Olgunlaşma süreci, Tevhit İlminin uygulanması,
Kuranda açıklandığı şekilde yürütülür. Bu süreçte, Resul örnek alınır. İnsanın
benliğinden, bedenden soyunup arınması esas alınır. Arınıp temizlendikçe Kalpte
Hak görünür. “İnsan, Allah’a yakınlaşması halinde, nebiler gibi bilinmeyeni
bilir, kadir olunmayan şeylere kadir olur. İnsan, kendisine bağış ve ihsan
olunmuş olan bedende, ilahi kuvvet ve kudrete sahip olur, hükümdarlık
âlemlerinin vasıflarıyla vasıflanırsa, sezgi ve ilhama erişir. Nefsin tahayyül
kuvvetiyle, gaipteki suretler cesetleşebilir, tecessüm edebilir.” (11 Hud, 69) (50 Kaaf, 21) (48 Fetih Suresi, 27) (80 Abese, 13-16) (85
Büruc, 20,21)
Allah bilindiğinde, kişi, ete kemiğe bürünüp isimlerle görünebilir, “Ene
el Hak” ayetini okuyabilir. Bilgi ilimden bir parçadır ama uygulama teknoloji
gerektirebilir. Uygulamada Resulün örnek alınması önerilir. Eşya ve Canlılar
birbirine; Resul, insanlara örnektir. Her daim huzurda olduğunun idrakinde olup,
zatında fena bulana Hakkın vücudunun bağışlanacağı müjdelenir. İnsanların olgunlaşma
çabaları ortaktır, Tevhit İlmiyle yükselerek Allah’a yücelme gayretleri örnek
teşkil eder. Amacımız, Hak ile olgunlaşmaktır.
Umarım bizim gayretlerimiz de, birbirimizi örnek alarak, amacımıza
ulaştırabilir!
Necdet Altınay, 30112024
(1)
https://www.youtube.com/watch?v=FYf7af2tb5U
(2)
http://necdetaltinay.blogspot.com/2021/03/dayansmayla-olusum.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder