8 Şubat 2021 Pazartesi

Kuran Kanıtlanır

 

Kuran Kanıtlanır

            “İş bu Kuran, değişmez, bozulmaz, noksansız, afetten korunmuş, bozulmamak ve kanıtlanmak üzere, evrenin tümünde apaçık olan ve hakikatleri muhkem, sağlam kılınmış bir kitaptır. Hakikatlerini, daha sağlam ve daha güzel olması mümkün olmayan, bir ilim ve hikmet üstüne inşa eder.  Zahirde,  görünürde, muayyen ve malum,  belirli ve bilinen, miktarda,  belirli zamanlarda, aşikâr olur.  Takdir ve tertibinde hikmete uygun intizamda, düzendedir.  Ayrıntılarından layıkıyla haberdar, bilgi sahibi, olan ilim ve hikmet sahibince, ahkâm ve ayrıntısı, cüzi âlemde ortaya çıkarılmış, aşikâr edilmiş, bir kitaptır.” (11 Hud, 1)

“Celal tecellilerinin kahredici gücü,  gök gürültüsüyle,  tespih eder.  Yani bu tecelliye uğrayan kişi,  aklın idrak edemediğini vicdanen bulacağı gibi,  Allah’ı, akılda tasavvur olunan,  hayal edilebilen şeylerden tespih ve tenzih eder, ayrı tutar, arındırır.  Bu tecelliden kazanılan olgunlukla fiilen hakkıyla hamt etmiş olur. Diğer bir deyişle aklın idrakiyle, idrakten yoksunluğunu idrak eden nefis, Hakk’ın kahredici tecellisini tespih ve tenzih eder.  Belki de idrakiyle idraksizliği idrak eden, idraksizlikten, idrak tecellisinin kahrıyla kazanılan olgunlukla, fiilen, söz ile değil hal ile halen, tespih ve tenzih ederek, hakkıyla hamt etmiş olur. Külli lütuf’unu kapsayan hakiki kahrının tecellisiyle, ilahi cemalinin işaretlerini yıldırım gibi indirir. Kendisine tecelli olunan kimsenin vücudu, çekilip alınarak, nefsinin bakiyesi,  geri kalanı,  ifna,  yok,  olmuş olur.  Bir hadiste belirtildiği gibi eğer perdeler kaldırılırsa Zatın nuru bakanları yakar. Seven, sevilen, âşık ve maşuk kullarından dilediğine yıldırım isabet eder. Bu kullar, sıfatların ispatında akıllarıyla tefekkür eder.  İdraklerdeki akıl hileleri,  nurlu basiretin tecellisiyle ortadan kaldırılır ve aşkın nuruyla yakılmasında Allah’ın kuvvet ve şiddet sahibi olduğu kanıtlanır.” (13 Rad, 13)

“Hakkın batındaki ilim hazinesinde vücudu olmayan bir şey asla zahire çıkamaz ve vücut bulamaz. Zahir de, batın da O’nundur, O'dur. O her şey'i bilicidir. Akıl güneşi, vücut gölgesine delil, şahit kılındı. Akıl delili, vücut gölgesinin hakikatinin vücuttan farklı bir şey olduğunu doğrular, kanıtlar. Akıl güneşi delalet etmezse, gölgenin vücudu ile hakikati arasında ayrılık olmazsa, vücut kendiliğinden var olmuş olur. Hariçte vücut ve hakikati arasında hiç bir fark veya ayrılık yoktur. Gölgenin vücudu olmazsa hiçbir ‘şey’ olamaz, eşya mevcut olamaz. Gölgenin vücuttan gayri bir şeyi, yani hakikati, olduğuna ancak akıl şahit olur.” (25.45) Doğanın temel yapıtaşlarının özellikleri tesadüfî ayrıntılar olmak şöyle dursun,  uzay ve zamanın dokusuna derinden sarılmıştır. (Brian Green, ‘Evrenin Zarafeti’)

 “Hakkın anlayış ve idrakine hakikat güneşi denebilir. İlim, fikirlerle anlaşılabilir. Gölge, akıl için bir belirtidir. Gölgesi düşen bir cisim ışık kaynağını düşündürür. İlim, Hakkın gölgesidir. Bu nedenle doğrudan Hakk’ın bir parçası olan ve henüz gölgeleşmemiş, maddeleşip cisimleşmemiş olan ilim ve fikir kutsaldır.  Düşünme ve fikir üretme yeteneğini,  kutsallık nedeniyle,  terbiye etmeye gerek yoktur. Henüz cisimleşmediği için fani de değil,  fena bulması da gerekli değildir. Temel fikirler, ana fikirler, bir anda zahir olup ortaya çıkar, şimşek gibi çakabilir. Delilleriyle geri dönüşü kolaylaştırır,  temel fikirlerin doğruluğu,  diğer mevcut bilgilerle kıyas edilerek, kanıtlanır.” (27 Neml, 82)

            “Ruh seması, duhan, duman, yani kalpten yükselen latif bir madde idi. Sema, akıl ve ruh seması, latif bir cevherden, enerjiden, oluşur, beden arzı gibi kesif cevherden, maddeden değildir. Üçüncü kırk günde yani cenin ana rahminde dört aylık iken ruh üflenir.” (41 Fussilet,11)  Hadis der ki: “Sizin her birinizin hilkati, yaradılışının hakikati, anasının karnında kırk gün nutfe, döl suyu, olarak cem olur.  Sonraki kırk gün aleka,  kan pıhtısı,  olur .” Son bilimsel bulgular Hadisi’ doğrular,  kanıtlar niteliktedir. Bebeğin, 12. Haftadan sonra kemik iliğinde kan hücreleri belirir ve kan yapımı başlar.

“Kader âleminden mevcudat âlemine geçen suretleri, kalem kâğıda benzer şekilde, aklın nefse yazdığı gibi keşfetmek ve oluşumları gözlemlemek nuru, idraki, sana verilmiştir. Bu iki âlemin keşfi ve gözlemlenmesini göremeyenler bu nurdan mahcuptur. Sonsuz oluşumlar âleminden sınırlı oluşumlar âlemine geçişin keşfi ve müşahedesi sana ilahî ahlak ile birlikte verilen kutsal teyittir. Sana verdikleri ezalara Allah ile sabredersin.” (68 Kalem, 3,4) (Bu konu,  52 Tur, 5’te  ‘Sema-i Dünya’  kavramıyla daha açık anlatılmıştır,  tüm mevcudatın halk edilmesi  ‘Kader âlemi’  denen  ‘Yokluk Âleminden’  ilmine uygun çıkışlar, önce ‘Levha-i Mahfuz’ denen ‘Boşluk Âlemine’ var oluş çıkışlarıyla açıklanmıştır. Bilim bunu CERN’DE kanıtlamıştır. Vakum ortamında, saniyenin 10-40 kında, elektron-pozitron çifti var olur yok olur!)

“Kuran, anlaşılsın diye Arapça olarak indirilmiştir. İnsanın yaratılışında vaat edilenler, kitapta tekrar edilmiştir. İnsanın, kitabın doğruluğuna şahadet etmesi, şahit olması ve onu okumaları beklenir. Hakiki mülk sahibi olan Allah;  kadri takdir olunmak ve mülkünde işi bozulmayacak derecede azametinin büyüklüğü sonsuzdur ki, hikmeti gereğince herkese hakkını verir. Habipim; hazinenin merkezinden «ledün ilminin» telâkkisi sebebi ile zevkinin amaç ve sonucundan dolayı, şevkin heyecanı zamanında Kuranın sana gelişi ve vasıl olmasıyla, hüküm olunmazdan evvel, Kuran ile acele etme. Zira ilim ve hikmetin nüzulü, inişi, senin terakki mertebelerinin tertibine uygun tertiplenmiştir. Ve sen,  talep etmekten,  ilim ve irfan kazanmaktan endişe etme! Zira feyiz, anlayış ve idrak sonsuzdur. Ve tasfiye, terakki ve tahliye arttıkça feyiz de artar. Çünkü ziyadeyi, daha fazlasını, istemek, ancak hal duası ve yaratılış lisanı ile olur. Kabulün imkânından evvel talep ve sualde acele etmek ile değildir. Her ne zaman bir şey'i bilirsen ondan daha iyisi, çoğu ve gizlisi olan bir şeyi kabulün ziyadeleşir.” (20 Taha, 113, 114)

Umarım, biz de Kuranı, acele etmeden, anlayışımızla idrak edip kanıtlayabiliriz!

                                                                                              09022021

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder