Akılla İnşa
“Allah’ın eli, Âdem’in arkasına
mesh ederek zürriyetini zerreler halinde Âdem’in arkasından çıkardı ve onlara ‘Sizin
Rabbiniz Ben değil miyim’ dedi. Onlar da ‘Evet Rabbimiz sensin’ dediler.”
Allah’ın eli, âlemin ruhunu, ilmini idrak edebilen kutsal akıldır, külli
akıldır. Akıl, ruhun nuru ile nurlanan, ilmin idrakiyle aydınlanan, kalbin parlak bir mevzii, ‘ışık topu’ gibi,
fikir üretme gücüdür. Kalbin sağ gözü teorik akıl yürütme gücünü, sol gözü pratik
akıl etme gücünü, kalbin kulağı fehimi, idrak gücünü, kalbin dili ise sırrı,
zikri ve fikri temsil eder. Âdem, âlemin kalbidir, insanlıktır. Mesh etme,
Aklın ruhtan aldığı nur, anlayış, idrak ile insanlığı aydınlatmasıdır.
Zürriyetin ihracı, insanlıktan insanları fiile çıkarması ve cüzi akılla
donatmasıdır. İlmin, aydınlattığı insanlarda, görünmesidir. Allah’ın eli olan
akıl, Allah’ın ruhundan, ilminden, nuru, idraki, alarak bireyleri nurlandırdı,
aydınlığa çıkardı, idrake erdirdi, insanı olgunlaştırdı, kemale erdirdi.
Allah’ın, ‘rabbiniz ben değil miyim’ diyerek ahdi, insanların zatlarına tevhit
ilmini koymasıdır.” (2 Bakara, 27 ve hadis!)
Kutsal ve bilimsel mesajların dedikleri aynıdır. “Suretler, ilmin
aynidir. Göklerde ve yerde bir zerre dahi ilminden hariç, ilimsiz, olamaz”
(6.59) “Her şey Hakkın ilmi iledir. Hak, ilim açısından her bir şey'i vâsidir,
yönetir.” (6.80) “Ruh semasından ilim suyunu indirir, ilmî imanla iman edenler
için büyük alâmetler vardır.”
(6.99) “Evvelden geleceğe kadar
tüm mevcudatın vücudu, ilmi sana indirilen bir kitaptadır.” (7.1,2) “İlim ile
detaylandırdığımız, bir kitap
getirdik, yani, ilâhi ilmin gerektirdiği gibi, olgunlaşmaya
yetkili ve elverişli, el ve ayak gibi
organlar, göz ve kulak gibi aletler ve
duygulardan oluşmuş ‘beden-i insan
kitabını’ getirdik.” (7.52)
“İnsanın akıl yürütme âleminde ilim ve idrak nurunu inşa etmiştir.”
(6.1) “Bilenler, bilgileriyle Allah’ı bilir, ancak çoğu bunu bilmez.” (6.37)
İnsan, bedeninden soyunarak, kendine dışından bakabilirse hakikati görür!
“Aklî buyrukları, ruhî aydınlanmayı, kalbî ameli, uygulamayı, kabul etmek
için onlara boyun eğin, benimseyin ve kendinizi Allah’ın huzurunda hissedin. İlmin
kaynağı olan “Ruhtan”, ruhunuzdan akıl yolu ile ruh ve beden arasında “Aracı”,
nebi, “Elçi” olan, kalbinize inen, makul ve mantıklı, akılcı, olmuş ve
olacakları içeren, “Evren-Âdem” kitabını okuyunuz.” (2.50) Maddeden
kurtulabilen, dışından bakabilen, Âdemi evrende görebilir!
“Allah'ın, ruh semasından indirip; cehil, cehalet ile ölmüş olduktan
sonra kendisiyle nefis arzını ihya eylemiş olduğu ilim suyunda; kalp hayatiyle
diri olarak, her birini hayvanî nefis kuvvetleri arzında dağıtmasında; Hakk’a
ait ef'âl rüzgârlarını estirmesinde, hikmetler vardır. Ruh seması ile nefis
arzı arasında fethedilmiş, ele geçirilmiş ve tertiplenmiş olan rabbani
sıfatların tecellisi bulutlarında; vehim şaibesinden soyutlanmış, şeriat nuruyla nurlanmış olan akıl ile
hareket edenlere; elbette pek büyük deliller vardır.” (2.164) Ruh semasından
indirilen ilim suyu ile cahilce benlik yapan birinin hiçbir şey bilmiyorum
diyerek ölümünden sonra aynı ilim ile nefis arzı ihya edilir. Kalp hayatıyla
diri olanların arzda yayılmasında ve Hakkın fiilinin tecellisinde hikmetler
vardır. Ruh semasıyla nefis arzı arasındaki fethedilmiş ve tertiplenmiş olan
rabbani sıfat bulutlarında nurlanmış akıllar için deliller vardır. Bencil cehil
ölür, Hakkın ilmiyle nefis ve kalp ihya olursa akıl nura kavuşur!
Habil ve Kabil’den Allah’a kurban sunmaları istenir. Somut olmayan,
hayali kurban kabul edilmez. Akılcı, somut kurban kabul görür. Bu duruma çok
kızan hayal ve kuruntu sahibi kardeş, aklı ile güzel işler yapan, sanatkâr ve güzel ahlak sahibi kardeşini
kıskanır ve öldürmek ister. Hayal,
kapsamını genişleterek aklı esir alır. Aklın, ilminin kaynağı olan ruh ile
ilişkisini keserek yeni bilgiler elde edinmesini engeller, böylece, cahil aklın
ölümüne neden olur. Akıl, hayal kurulmasına engel olmaz ancak kendini hayale
kaptıran kişi aklını kullanamaz. Aklı
kullanmamak kişinin normal hayatını etkiler, güzel işler yapamaz, hayali işler
peşinde koşmakla ahlakı da bozulur. Aklın ölümü insanın da ölümüdür hayal
kurması ve kuruntu yapması da mümkün olmaz. Bu durum insanın yaradılış amacına
aykırıdır, her şeyin bir amacı vardır. Bir
insanın böyle ölümü, toplumun hayal âlemine kapılması durumunda, insanlığın da
ölümüdür. Her insan, insanlığı da kapsar. (5.29-32)
Akıl önce duyularıyla algılayıp bildiğini zanneder. Bilinmesi gerekenin
sadece bu olduğunu, ilk görüş ve görünüşle elde edilen eşya bilgisinin esas
olduğunu düşünür. Kalp gözüyle, basiretle, eşyanın arkasındaki, ardındaki, ruh
semasından inen, Hakkın ilmini görünce hiçbir şeyin ilk algılandığı gibi
olmadığını idrak eder. Geliştirdiği benlikli ve bencil görüşlerin cehalet
olduğunu anlayınca, bilmediğini idrak edince, bencil kişiliği ölür.
Cehalet ölüsünün her biri; ruh semasından inip nefis arzını ihya eden ilim
suyuyla, kalp hayatıyla diriltilip, hayvani nefis kuvvetleri arzında dağıtılır.
Bu arz ve sema arasında tertiplenmiş, keşfedilmiş ve fethedilmiş sıfatların
tecellisi bulutlarında, hayal ve kuruntudan arınmış akıllar için deliller
vardır. Akıl, Âdemin arkasını mesh eden, insanlıktan insanı inşa eden kutsal külli
aklın cüzi bir parçasıdır. Güneş değil ışığı görünür gibi akıl değil fikri
görülür.
Umarım, biz de “Aklî buyrukları, ruhî aydınlanmayı, kalbî ameli,
uygulamayı, kabul eder, onlara boyun eğer, benimser ve kendimizi Allah’ın
huzurunda hissederiz.”
04022021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder