4 Şubat 2021 Perşembe

Akılla İnşa

 

Akılla İnşa

“Allah’ın eli,  Âdem’in arkasına mesh ederek zürriyetini zerreler halinde Âdem’in arkasından çıkardı ve onlara ‘Sizin Rabbiniz Ben değil miyim’ dedi. Onlar da ‘Evet Rabbimiz sensin’ dediler.” Allah’ın eli, âlemin ruhunu, ilmini idrak edebilen kutsal akıldır, külli akıldır. Akıl, ruhun nuru ile nurlanan, ilmin idrakiyle aydınlanan,  kalbin parlak bir mevzii, ‘ışık topu’ gibi, fikir üretme gücüdür. Kalbin sağ gözü teorik akıl yürütme gücünü, sol gözü pratik akıl etme gücünü, kalbin kulağı fehimi, idrak gücünü, kalbin dili ise sırrı, zikri ve fikri temsil eder. Âdem, âlemin kalbidir, insanlıktır. Mesh etme, Aklın ruhtan aldığı nur, anlayış, idrak ile insanlığı aydınlatmasıdır. Zürriyetin ihracı, insanlıktan insanları fiile çıkarması ve cüzi akılla donatmasıdır. İlmin, aydınlattığı insanlarda, görünmesidir. Allah’ın eli olan akıl, Allah’ın ruhundan, ilminden, nuru, idraki, alarak bireyleri nurlandırdı, aydınlığa çıkardı, idrake erdirdi, insanı olgunlaştırdı, kemale erdirdi. Allah’ın, ‘rabbiniz ben değil miyim’ diyerek ahdi, insanların zatlarına tevhit ilmini koymasıdır.” (2 Bakara, 27 ve hadis!)

Kutsal ve bilimsel mesajların dedikleri aynıdır. “Suretler, ilmin aynidir. Göklerde ve yerde bir zerre dahi ilminden hariç, ilimsiz, olamaz” (6.59) “Her şey Hakkın ilmi iledir. Hak, ilim açısından her bir şey'i vâsidir, yönetir.” (6.80) “Ruh semasından ilim suyunu indirir, ilmî imanla iman edenler için büyük alâmetler vardır.”  (6.99)  “Evvelden geleceğe kadar tüm mevcudatın vücudu, ilmi sana indirilen bir kitaptadır.” (7.1,2) “İlim ile detaylandırdığımız,  bir kitap getirdik,  yani,  ilâhi ilmin gerektirdiği gibi, olgunlaşmaya yetkili ve elverişli,  el ve ayak gibi organlar,  göz ve kulak gibi aletler ve duygulardan oluşmuş  ‘beden-i insan kitabını’  getirdik.”  (7.52)  “İnsanın akıl yürütme âleminde ilim ve idrak nurunu inşa etmiştir.” (6.1) “Bilenler, bilgileriyle Allah’ı bilir, ancak çoğu bunu bilmez.” (6.37) İnsan, bedeninden soyunarak, kendine dışından bakabilirse hakikati görür!

“Aklî buyrukları, ruhî aydınlanmayı, kalbî ameli, uygulamayı, kabul etmek için onlara boyun eğin, benimseyin ve kendinizi Allah’ın huzurunda hissedin. İlmin kaynağı olan “Ruhtan”, ruhunuzdan akıl yolu ile ruh ve beden arasında “Aracı”, nebi, “Elçi” olan, kalbinize inen, makul ve mantıklı, akılcı, olmuş ve olacakları içeren, “Evren-Âdem” kitabını okuyunuz.” (2.50) Maddeden kurtulabilen, dışından bakabilen, Âdemi evrende görebilir!

“Allah'ın, ruh semasından indirip; cehil, cehalet ile ölmüş olduktan sonra kendisiyle nefis arzını ihya eylemiş olduğu ilim suyunda; kalp hayatiyle diri olarak, her birini hayvanî nefis kuvvetleri arzında dağıtmasında; Hakk’a ait ef'âl rüzgârlarını estirmesinde, hikmetler vardır. Ruh seması ile nefis arzı arasında fethedilmiş, ele geçirilmiş ve tertiplenmiş olan rabbani sıfatların tecellisi bulutlarında; vehim şaibesinden soyutlanmış,  şeriat nuruyla nurlanmış olan akıl ile hareket edenlere; elbette pek büyük deliller vardır.” (2.164) Ruh semasından indirilen ilim suyu ile cahilce benlik yapan birinin hiçbir şey bilmiyorum diyerek ölümünden sonra aynı ilim ile nefis arzı ihya edilir. Kalp hayatıyla diri olanların arzda yayılmasında ve Hakkın fiilinin tecellisinde hikmetler vardır. Ruh semasıyla nefis arzı arasındaki fethedilmiş ve tertiplenmiş olan rabbani sıfat bulutlarında nurlanmış akıllar için deliller vardır. Bencil cehil ölür, Hakkın ilmiyle nefis ve kalp ihya olursa akıl nura kavuşur!

Habil ve Kabil’den Allah’a kurban sunmaları istenir. Somut olmayan, hayali kurban kabul edilmez. Akılcı, somut kurban kabul görür. Bu duruma çok kızan hayal ve kuruntu sahibi kardeş, aklı ile güzel işler yapan,  sanatkâr ve güzel ahlak sahibi kardeşini kıskanır ve öldürmek ister.  Hayal, kapsamını genişleterek aklı esir alır. Aklın, ilminin kaynağı olan ruh ile ilişkisini keserek yeni bilgiler elde edinmesini engeller, böylece, cahil aklın ölümüne neden olur. Akıl, hayal kurulmasına engel olmaz ancak kendini hayale kaptıran kişi aklını kullanamaz.  Aklı kullanmamak kişinin normal hayatını etkiler, güzel işler yapamaz, hayali işler peşinde koşmakla ahlakı da bozulur. Aklın ölümü insanın da ölümüdür hayal kurması ve kuruntu yapması da mümkün olmaz. Bu durum insanın yaradılış amacına aykırıdır,  her şeyin bir amacı vardır. Bir insanın böyle ölümü, toplumun hayal âlemine kapılması durumunda, insanlığın da ölümüdür. Her insan, insanlığı da kapsar. (5.29-32)

Akıl önce duyularıyla algılayıp bildiğini zanneder. Bilinmesi gerekenin sadece bu olduğunu, ilk görüş ve görünüşle elde edilen eşya bilgisinin esas olduğunu düşünür. Kalp gözüyle, basiretle, eşyanın arkasındaki, ardındaki, ruh semasından inen, Hakkın ilmini görünce hiçbir şeyin ilk algılandığı gibi olmadığını idrak eder. Geliştirdiği benlikli ve bencil görüşlerin cehalet olduğunu anlayınca, bilmediğini idrak edince, bencil kişiliği ölür. Cehalet ölüsünün her biri; ruh semasından inip nefis arzını ihya eden ilim suyuyla, kalp hayatıyla diriltilip, hayvani nefis kuvvetleri arzında dağıtılır. Bu arz ve sema arasında tertiplenmiş, keşfedilmiş ve fethedilmiş sıfatların tecellisi bulutlarında, hayal ve kuruntudan arınmış akıllar için deliller vardır. Akıl, Âdemin arkasını mesh eden, insanlıktan insanı inşa eden kutsal külli aklın cüzi bir parçasıdır. Güneş değil ışığı görünür gibi akıl değil fikri görülür.

Umarım, biz de “Aklî buyrukları, ruhî aydınlanmayı, kalbî ameli, uygulamayı, kabul eder, onlara boyun eğer, benimser ve kendimizi Allah’ın huzurunda hissederiz.”

                                                                                                          04022021

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder