4 Ocak 2023 Çarşamba

Mutluluk Fıtrattandır

 

Mutluluk Fıtrattandır

Kitabımız Kuran, Allah kelamıdır, akla, akıllı olana, aklı buluğa erene, hitap eder, olgunlaşmak isteyene nasihattir. Hitabı duyan akıl, fıtratı uyandırır, istidat harekete geçer, ezelde fıtrata kazınan ‘ahde’, vefa gösterip Hakkı arar. Kuvvet ve Kudretin sahibini arayıp, hareketlerini ve sıfatlarını, emanetler olarak iade edip, vücudunu Hakka, kendi iradesiyle, benlik ve ikiliklerinden vazgeçerek, teslim eder. Tevekkül göstererek, kişi razı olunca, Allah da ondan razı olur. Efal, sıfat ve zatlarını, Allah’ta fena bulup, fani olarak, teslim edenler, altlarından şeriat, ahlâk, tevekkül ve tevhidi efal ilimlerinin nehirleri cereyan eden, akan, cennetlerde yaşarlar, işte bu en büyük saadet ve mutluluktur. İstidat ve idrak ne kadar kuvvetliyse, mutluluğun olgunluğu ve lezzeti de o derece kuvvetli olur.

“Mutluluk, Kalbe-Bedene-Ortama ait olmak üzere üç tiptir. Kalbe ait mutluluk: Hikmet, Marifet, ilmî ve amelî kemaller, olgunluklar. Bedene ait mutluluk: Sıhhat, Kuvvet, Tabii şehvet, Cismani lezzettir. Ortama ait mutluluk: Mal, mülk, zenginliktir. Züht ve ibadetle aranan baki kalp saadetini kazanmak için beden ve beden etrafındaki saadetlerden sakınmalı. Namaz, nefse ve bedene zorluca bir yüktür. Malı vermek ise nefse sevimli olan haricî saadetlerden yüz çevirmektir ki, buna züht denir. Nefis için mal vermek can vermekten şiddetli olur! Cömertlik fazilettir,  bundan mahrum kalmamak için infak, sahip olunan malın tümüne değil, yalnız bir kısmına tahsis kılınmıştır.” (2 Bakara, 3) “Herkese hak ettiği verilir. İstihkak, biri ruhanî, diğeri bedenî olan, iki uhrevî, ahrete ait, saadet olabilir. Allah, bünyenin şiddeti ve kuvvetin fazlalığı olan bedeni saadet ve ilimden ibaret olan ruhani saadeti, hak edene verir.” (2 Bakara, 247) “Her kişinin ezeldeki istidadı, fıtratın aslı ve esası itibariyle birdir. Ancak yaradılıştan itibaren her insan bir diğerinden her şeyiyle farklıdır, tektir, özeldir, farklı bir bütündür. Her insanın yaradılışı, diğerinden farklı bir olgunluk ve mutluluk gerektirir. Bir insanın bir başkası gibi olgunlaşması ve mutlu olması hayaldir,  hayalidir. Sebep, şartlar ve sonuç olarak sürecin tümü bir kişiye özeldir. Her kişi için birlik, bütünlük ve teklik geçerli olduğu için olgunluk ve mutluluk da farklı olacaktır.” (4 Nisa, 32) “Çalışmadan, şans oyunlarıyla, kemali ve mutluluğu talep etmek haramdır.” (5 Maide, 3) “Nefis meralarından, nefsanî olan her şeyden, kalbe hicret eden, kalbî duyguları benimseyen ve nefis aleyhine hakikate ilişkin ilimlerle kalbe yardımcı olan, ilim sahipleri, cemal ve celal müşahedeleriyle, Hakkın sıfatlarıyla sıfatlanırlar. Sıfatın keşfinde ve Allah’ın en büyük kapısı olan rıza makamında sabredenlerden, Allah razı olmuş ve onlar da Allah’tan razı olmuştur. Bunlar için altlarından tevekkül, rıza ve bunlara münasip ilim nehirleri akan efal ve sıfat cennetleri hazırdır. İşte saadet ve mutluluğun en büyüğü budur.” (9 Tövbe, 100) “Yalan ve iftira, insanı insan yapan nutuk, konuşma, yetenek ve özelliğinin kötüye kullanılması olduğu için, insanı hayvandan aşağı iten şeydir. Her güzelliğin aslı, her beğenilenin maddesi ve hayır ve saadetin malik ve sahibine olan sadakat, her kemalin kaynağıdır. Sadakatin aslı da fıtrattaki ahde vefadır. Fıtrata sadakat, Hakkın, “Tüm âlem senin için, sen benim için!” sözünde gizlidir. Sadakat, kemal ağacının kökü, ahval yemişlerinin tohumu gibidir.” (9 Tövbe, 119) (11 Nur, 11-26) Her şey Âdem için Âdem, Hak içindir, arayıp bulmalı, vuslata ermelidir, insanın mutluluğunun kaynağı budur.

”Sizi tevhide davet ederiz ve yardımcı oluruz, şüphe etmeyin. Allah’a yaklaşırsanız şüphe etmezsiniz. İstidadınızın gerektirdiği ‘Amaç ve mutluluk’ nedeniyle size bir kemal, olgunlaşma, tayin olunmuştur, bu sizin manevi ecelinizdir.” (14 İbrahim, 10) “Herkes, kendi çalışmasıyla ve bildiği harflerle yazdığı, kendi kitabını okur. Hak ve batılı, doğru ve yanlışı ayırabilen ‘Akıl Resulünü’ göndermedikçe kimseye azap edilmez, aklı olmayana ceza yoktur. Daveti işiten akılda, istidat harekete geçer ve daveti kabul eder.” (17 İsra, 13, 15) “İstidat ve idrak ne kadar kuvvetliyse, mutluluğun olgunluğu ve lezzeti de o derece kuvvetli olur.”(17 İsra, 75) “Yalnız ben varım, Allah ben’im. Büyük kıyameti gösterseydim, insan gayret ve çalışmasının değeri kalmazdı.” (20 Taha, 14, 15) “Efal, sıfat, zatın fenası ölümlerinden her biri iradi bir ölüm ise de, lâkin bunlar daha saf, leziz, iştahlı ve mutlu bir hayattır ve her biri bir cennettir. Vücudu hakkanî ile Rabbinden vücut verildiler. İşte bu, büyük bir feyiz, anlayış ve idraktir, saadettir ki ondan büyük feyiz ve saadet olamaz. Allah âlimdir.” (44 Duhan, 56, 57) “O cennetlerin altlarında şeriat, ahlâk, tevekkül ve tevhidi efal ilimlerinin nehirleri cereyan eder, akar. Ve sizi tevekkül ve nefsin sair makam ve menzilleri gibi güzel meskenlere dâhil eder. İşte bu saadet, zikrolunan cennetlerde bu makamlara nail olamayan kimselere nispetle, büyük bir saadettir, mutluluktur.” (61 Saf, 12) 

            İnsan, hayatını kazanmak, geçimini sağlamak için çalışır, gayret gösterir. Mutlu olmak daima aklının bir köşesindedir. (1) Mal, mülk edinmek ve zengin olmak üzere, önce ortama ait mutluluk peşinde koşulur. Sonra bedensel sağlık, kuvvet ve güç sahibi olmak, doğal ihtiyaçlarını karşılamak ister. En sonunda sıra ‘Hikmet, Marifet, ilmî ve amelî kemaller, olgunluklar’ elde etmeye gelir. İnsan hayatında, yalan ve iftirasız mutlu olmak, zorlu bir süreçtir. Hakkın kelamını işitip nasihatlerini dinlemek ve uygulamak süreci kolaylaştırır. Benlik ve bencillikten uzaklaşarak, ikilikten vazgeçerek mutluluğun kaynağı belirlenmiş olabilir. (2) Tevhit ilmine sarılarak idrak artırılırsa, mutluluğun derecesi de artar. Allah’ın kelamından şek ve şüphe edilmemesi halinde, doğru yoldaki yolculuk da mutlu bir şekilde sürdürülür. Nefsanî alandan kalbe hicret edilir. Hikmet, Marifet, ilmî ve amelî kemaller, olgunluklar aranırsa, Kitabımızda, Tevhit İlminde, bulunabilir.

            Umarım, biz de aradığı ruhanî ve bedenî saadeti bulan ve vasıl olanlardan olabiliriz.

                                                                                  Necdet Altınay 07012023

(1)   http://necdetaltinay.blogspot.com/2014/05/cennetten-dusus.html

(2)   http://necdetaltinay.blogspot.com/2019/12/ezoterizm-nedir.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder