2 Nisan 2025 Çarşamba

Fıtratta Yazılıdır

 

Fıtratta Yazılıdır                                            Necdet Altınay 05042025

İnsan Fıtratı, ilim ve ilmi idrak yeteneği ile donatılmıştır. Aklı ile Külli Aklı hissedip, Hakkın Hidayetini, yardımını ister. İnsan, aklıyla külli ilmi idrak etmeye çalışır. Kutsal mesajlar, tecellilerden, ayet, delil ve işaretlerden söz eder. Fıtratta verilen ve denilenden, verilmek ve denmek istenene gidilir. Evren, Âlem, Dünya, Âdem örnekleri üzerinde gözlem yapar. Dünyanın Güneşi varsa, Âdem’in de Ruh Güneşi vardır. Güneş ışığını şekere çeviren yeşil yapraktaki klorofil molekülü, böylece, Dünyadaki tüm canlıların enerjisini sağlar. Âdem’in Bedenindeki tüm faaliyetlerin enerjisi de, şeker molekülünden koparılıp karbon atomuna eklenen, oksijen atomunun kopuş enerjisinden elde edilir. Güneş ışığı, Dünya üzerindeki, bir Yaratıcıya iman ettiren, Fırtına, kar, yağmur, gök gürültüsü, mevsimler gibi her çeşit Doğa olaylarının sebebidir. Evren, Güneş, Dünya, Âdem, hepsi aynı Yıldız tozundandır. Foton bir ‘Hiçlik’ örneğidir. Hiçlikten oluşan ‘Hepliğe’, bilmeden ve görmeden, inanmak daha kolaydır. Yokluktan, Uzay zaman Boşluğuna, çıkan elektron-pozitron gibi Elektromanyetik kuvvetlerin, Sistemin dışından, müdahale sonucunda, Alan içinde toplanıp hareketsiz kalarak, Kütle oluşturması, CERN, İsviçre’de, Bilimsel ve Teknolojik olarak kanıtlanmıştır. Mucizelere inanmak, bilmek ve gözlemlemekten daha kolaydır.

“Bedenin oluşumu ilk andan, yumurtadan, itibaren izlenebilir. Maddeler birleşip daha büyük madde oluşturabilir. Maddeler uyumludur, fizik yasalarına uygun olarak, atom altı parçacıklardan moleküllere, organlara ve vücuda kolayca ulaşılabilir. Önemli olan maddeden manaya geçiş olabilir. Önce madde, hücreye, hayat verilmesi, maddenin canlılık kazanması önemli bir aşamadır. Bedensel nefis düzeyinden, kalp düzeyine çıkış veya insanın insanlık kazanması, ikinci aşama olarak görülebilir. İnsanın bedensel varlığına yeryüzü denirse, önce maddeye canlılık kazandırılmış, sonra da kalp arşı üzerinde olgunlaşma yükseltilmiştir. Bu amaçla da önce bilgiler verilmiş, öğretilmiş, öğrenilmesi ve idrak edilmesi sağlanmış böylece ruh güneşinin doğması gerçekleştirilmiştir. Güneş ve ay, yaradılışlarının amacını gerçekleştirmek üzere, belirli bir olgunlaşma yönünde hareket eder. Böylece, oluşumların öncesi ve sonrası, önceden tayin edilen, saptanan belirli bir düzen içinde yürür. Sonuçta efal ve sıfatın tecellileriyle, olgunlaşma düzeninin delilleri ayrıntılarıyla ortaya çıkmış olur. Muhtemelen, siz tecellilerin delillerini müşahede ederken aynen yakin hâsıl edersiniz. Ceset Arzı döşenmiş, Kemik dağları ve Damar nehirleri oluşturulmuştur. Bedene, Ahlak ve İdrak yemişlerinden, Zulüm-Adalet, düşük-yüksek ateş ve tansiyon, Kuru-Yaş gibi çift ve zıt iki sınıf yerleştirilmiştir. Ruh ve Ruhani Kuvvetler Ceset Arzıyla, Ruh Gündüzü üzerine, Cismani zulmet gecesi örtülmüştür. Mikro ve Makro Âlemlerde tefekkür edenler için büyük deliller ve işaretler vardır. Ceset Arzında Kemik, Sinir, Kas ve Et gibi birbiriyle uyumlu parçalar yerleştirilmiştir. Doğal, Hayvani ve İnsani Kuvvetlerden oluşan bahçeler konulmuştur. Nefsanî Heves şaraplarının sıkıldığı Şehvet Kuvvetleri; aşk ile Muhabbet Şarabının sıkıldığı ‘Akılcı Kuvvetler’ üzümlerinin Bahçeleri yerleştirilmiştir. Bitkisel Ekin Kuvvetleri; Zahiri ve Bâtıni hurmaları, kökü bir dalları farklı olarak yetişir. Lisan, fikir, kuruntu ve zikir gibi kökleri ayrı olan Kuvvetler oluşturulmuştur. Bunların hepsi de Hayat denen bir su ile sulanır.” (13 Rad, 1-4)

 “Bedenin terkibini, nelerden oluştuğunu, nelerin bir araya gelip neyin ve nasıl oluştuğunu bilen, her şey için nasıl bir kudret gerektiğini iyi bilir. Yeniden diriltilen kimse halini ve bedenden tecerrüdünü, sıyrılıp çıkmayı, bilir; bedenin terkibini de bilir. Diriltilen birisi, diğer insanlara örnek olsun veya delil kılınsın diye diriltilir. Hikmet, müminin gaip olmuş malıdır. İnsanlar, altın ve gümüş gibi madendirler, bedenle örtünmüş olsalar da aslı ve özü olan ilim değişmez. Her kişinin istidadının gerektirdiği kadar ilim, hazinelerinde saklıdır, gizlidir. Her kişinin fıtratında, ilmin tümü, mükemmelliğe götürecek şekilde, henüz başkalaşmamış halde, mevcuttur. Üzüm taneleri, insanı ve onun kısmî idrakini andırır. Süt ise kişinin yaşamını sürdürmesi için gereken beslenmeyi sağlar. Şarap, aşk, ilim, bilgi ve hakikatlere işarettir. İnsan, üzüm gibi sıkılır, suyu çıkarılır ve eski yapısından kurtulup yeni bir yapılanmayla şarap, insan hakikatinin idraki, elde edilebilir. Şarabın sarhoşluğu, insanı kendinden geçirerek, aşka ulaşmasını sağlar; aşk ateşi de ilmin, bilgiler ve hakikatler halinde ortaya çıkışını gerçekleştirebilir. İlmin tümünün idraki, incirin kendisine, insanın kısmî idraki ise incirin içindeki taneciklere benzer. Kişinin kendini bilmesiyle, yapısının olgunlaşmak üzere başkalaşımı gerçekleşir. Bu ilk yapının çöküşü, harap olması ve göçüşüdür. Yapı taşlarının idraki, külli idrake ve ilahi aşka götürür. Bu durum, haviye, göçmeye, göçük oluşumuna ve göçükte ilahi aşk ateşinin yanmasına, asar ateşine, eserler yaratan yanışa ve yeniden diriltilmeye gider.” ( 2 Bakara, 259) “Akıl; ancak fıtrata hidayet bulabilir ve ancak maarife, bilgi bilmeye, hidayet edebilir. Amma cemal nuruyla nurlanmak ve visal, vasıl olma, talebine şevk ve celâl ve cemalin kemaline, belki cemalin celâline ve celâlin cemaline aşk zevkiyle lezzetlenmek; ancak Hakkın hidayet nuru ile müyesser olunabilen bir iştir. Şüphesiz bizim ona talimimiz dolayısıyla Yakup, ilim sahibidir, ayan ve Şuhut sahibi değildir. Lâkin insanların çoğu bunu bilmeyip, kemali «Akılda olan ilimden ibaret» zanneder. Havas insanları, aklı küllinin ilmini bilemezler.” (12 Yusuf, 68)

Verimli toprakta uygun ısı ve nem bulduğunda, çekirdek çimlenir, ilmini, fıtratını gerçekleştirir. (1) Çekirdekteki ilim, maddeye hükmeder, ilim uygulanır, ortamı ve ortamdakileri kullanır, kendini gerçekleştirir. Önce genetik bilgiler, faktörler, tek hücre düzeyinde uyumlu ve eşgüdümlü çalışan organeller, sonra çok hücre düzeyinde uyumlu faaliyetler gözlenir. İçinde yapılan iş ve işlemler açısından her bir Hücre bir Fabrika gibi çalışır. Her hücrede, canlılığı oluşturan, Enerji Üretim Sistemi Mitokondri, gerekli faaliyetleri yürüten Üretim Sistemi ve bölünerek Çoğalmayı sağlayan Üreme Sistemi, olmak üzere üç temel Sistem vardır. Bu üç sistem işbirliği ve eşgüdümle çalışıp Hücreyi yaşatır. Hücreler de Beden Elektriği üretip, haberleşip, işbölümü, işbirliği ve eşgüdümle çalışarak, Kalp ve Beyin gibi organlarımızla birlikte, tüm Bedenimizi yaşatır. Bedensel organlarımızın oluşum, çalışma ve yaşamında irademiz yoktur.  İnsan, her sabah Bedenini alır, 'Ben' diye uyanır, kalkar; Oluşum ve çalışmasında kendi iradesi olmadığını tefekkürle anlar!

Umarım biz de aslımız ve esasımız olan İlmin İdrakine vararak Hidayete erebiliriz!

(1)     http://necdetaltinay.blogspot.com/2025/03/olum-ve-yeniden-dirilis-necdet-altnay.html