19 Şubat 2025 Çarşamba

Şahadet Âlemi

 

Şahadet Âlemi                                              Necdet Altınay, 2202025

Elle tutulup gözle görülen Dünya Semasındaki Eşyanın tümü, madde ve manasıyla; Gaip Âlemlerindeki İlmullah’ın, Allah’ın İlminin, uygulanmış halidir. Gaip âlemi, Allah’ın huzurundadır, yalnızca Allah bilir. Gaip Âlemlerinden Dünya Semasında, Şahadet Âleminde, zahire çıkacakları da yalnız Allah bilir. Yaratılışın, Allah’ın İlmi ile başlatıldığı ve İlmullah öğretilerek inşa edilen Kâmil İnsan ile tamamlandığı, ayetlerle bildirilir.(1) İnsana, «kendi ruhundan nefyetti» bu Tanık ve Şehit olan insanla, Hak zahir oldu, göründü!

“Suretler, ilmin aynidir. Göklerde ve yerde, hiçbir cisim, bir zerre miktarı ilminden hariç, farklı olamaz” Gaibin anahtarları Hakk’ın indindedir. Malûm olmalıdır ki, gaip bir kaç mertebedir. Evvelkisi: 'İnâyet-i ûlâ" olarak isimlendirilen, ilmullahtan, Allah’ın ilminden, ibaret bulunan, "Gaybül  guyûb"dur. Sonra: Âlem-i ervah, Ruhlar âlemi, gaybıdır ki o da ezelden ebede kadar bulunmuş, bulunacak bütün mevcudat suretlerinin külli yönleriyle "Ümmül-kitap" olarak bilinen ve âlemin ruhundan ibaret bulunan "Âlem-i evvel-i aklî" de nakış olunmasıdır ki kazayı sabık denilen de budur. Sonra, "Âlem-i Kalp-i gaiptir”. Bu da tüm mevcudat suretlerinin, yine ayniyle "levha-i mahfuz" denilen ve âlemin kalbinden ibaret bulunan "Nefsi külliye" âleminde küllî ve cüzi,  tafsil-i ilmi ile mufassal olarak nakış olunmuştur. Sonra, "Âlemi hayal-i gaiptir”. Ki, o da tüm kâinat suretlerinin ayniyle vâki olacağı üzere muayyen ve müşahhas ve vakitlerine mukarin olarak "Ecrâm-ı felek iye”de muntabı' bulunan "Nüfûs-i cüz’iye-yi felekiye”de nakşolunmuştur. İşte bu mertebe,  gaip âleminin ve mertebelerinin, şahadet âlemine ve "Kaza-i İlâhiye”nin tafsili olan "Kader-i ilâhiye"  levhine en yakın bulunması dolayısıyla, şeriatta bu âleme  "Sema-i dünya",  Dünya Seması,  denilmiştir. İnayet-i ula denilen ilmullah’ta, Allah’ın ilminde, zatının ayni olan işbu âlemlerin tümünde, zatının zuhuru sebebiyle tümünü kapsamasından ibarettir ki, Hak Teâlâ o âlemleri, Zait, artı, diğer bir suretle değil, kendilerinde olan suretlerin cemisiyle ve aynıları ile bilir. O suretler, ilminin aynîdir. Göklerde ve yerde bir zerre miktarı ilminden hariç olamaz, imdi, Zatının tümünün zuhuru dolayısıyla cemi gaiplere ait olan hazineler, Hakk’ın indindedir. O gaip hazinelerini Allah’tan gayri kimse bilemez, ancak o bilir. Yahut gaiplerin izharının ve halk muttali' olmak üzere mekânından şahadet âlemine çıkarılmasının sebepleri; Hakk’ın kudret ve tasarrufu elindedir. Onun indinde saklıdır. O hazinelerde bulunan gaipleri bilmek için Hakk’ın gayrisi o esbabı çekip almağa kadir değildir. Bu anahtarlar da, Hakk’ın "Esma-i İlâhi, İlahi İsimleri"dir. "Kitap-ı mübin, Apaçık Kitap” da, "Sema-i Dünya"dan ibarettir.” (6 Enam, 59) “Hak Teâlâ, sıfatının açığa çıkması suretiyle; her şey’in halkını,  zuhurunu, güzel kılan «zatı celil, yüce ve âlâdır.» Zira güzellik, sıfata mahsustur. Var olanların tümü «sıfatının mazharlarıdır, göründüğü yerdir.» Ancak «İnsan-ı kâmil»  müstesnadır ki o, «Cemal-i zata» ihtisas etmiş, mahsus bulunmuştur. Bu sebepten; «İnsan-ı kâmil», tesviye ile yani Ahsen-i takvim ve mizacın pek adaletlisi ile mutedil kılınmıştır, iki tarafı bir edilmiştir. Bu tadil, mutedil kılınma, sebebiyle, «Hakka mahsus olan ruhu kabule müsait» oldu. Ve insana da «kendi ruhundan nefha eyledi» ve işte bu nevi insan ile cemadatı Halk Ediş, Nebatatı ve Hayvanatı, canlıları, Yaratış ve İnsanı İnşa Ediş, nihayet bulup, Hak zahir oldu.” (32 Secde, 7,9)

“Allah’ın ef’al, sıfat ve zatının zuhuru olan Kuran aklının, Muhammed’in vücudu üzerine inişidir bu. Muhammed’in mazharında, rahmetin tümünün inmiş olması, âlemin Rabbinden indirildiğini gösterir. Âdem’den Muhammed’e kadar geçen zaman “Gizlilik” devridir ve bu süre “İlâhî altı gün”dür. Bu altı günde, Allah, Sema ve Arzı ve aralarındakileri görünür kıldı, halk etti. Sonra, tüm sıfatlarıyla tecelli ve altı günün tümünü kapsayan yedinci günde, zahir olmak amacıyla, «Kalbi Muhammedi Arşı üzerine istiva eyledi», Muhammedî Kalp Arşının doruğunda parladı, kemale erdirdi. Bu nedenle, peygamberimiz “Kıyametin başlangıcında gönderildim” demiştir. Onun gönderiliş vakti, kıyamet sabahının doğuşudur. Bu günün ortası, hidayete eren, doğru yolu tutan kişinin, Mehdinin, ortaya çıkış vaktidir. Bu günün sabahında bu sure okunur. Hakkın zuhuru, görünürlülüğü zamanında,  her şeyin onda yok olması nedeniyle, sizin için bir veli veya yardımcı yoktur. Vahdetin zuhuru zamanında fıtrat sözleşmesini, Ahdi Evveli düşünmez misiniz? “Allah’ın Ahdi, Tevhit İlmini fıtrata kazımak, Ahdi Misak da ona uymaktır.” (2 Bakara, 27; 7 Araf, 172) “Vahdetin zuhuru semasından, altı günde gizlenerek ve ihtilaf ile çeşitli görüş ve düşüncelerle Vahdetin gizlendiği ve gurup ettiği Arzı yönetir. Sonra, miktarı sizin saydığınız senelerden bin sene olan «Yedinci günde zuhur ile sema-i vahdete urûc eyler, vahdet semasına yücelir» ilmin sonucunu bilen, gaip ve gizlilik günleri olan altı günün sonunda, yedinci günde zuhurun, açığa çıkışın, hikmetini bilir. Perdelenme hususunda Celâl engelleriyle örten, bu örtüleri keşfedenlere, Cemalini göstererek, rahmet edicidir. Her şey, O’nun sıfatı görünür kılınarak halk edildi. Ahsen sıfata mahsustur. Varlıkların tümü, sıfatının mazharıdır. Kâmil insan, müstesna olarak, Zatın Cemaline tahsis olunmuştur. Olgun insan tesviye ile Ahsen-i takvim ile iki tarafı bir etmeye, tadile memur edildi. Bu tadil sebebiyle Hakk’a mahsus olan ruhu kabule müstait, İstidatlı, kabiliyetli, uyanık, anlayışlı, akıllı oldu. Böylece, insana da kendi ruhundan nefyetti ve yaratılış nihayet buldu, amacına erdi, Hak zahir oldu.” (32 Secde, 1-9) “Dünyada rahman sıfatıyla zahirde, ahrette rahim sıfatıyla batında, hamt O’nadır. Şahadet âleminin tertibini, düzenini hikmetiyle, Gaip âlemlerinin batınında ilmini letafetle, hâkim kılan O’dur.” (34 Sebe, 1) (53 Necm, 1-7)

Yaratılıştan bugüne yedi gün geçmiştir. İlk altı günde gizli Gaip Âlemlerinde yürütülen Yaratılış, İlimden Eşyaya ve İnsanın İnşasına, yedinci günde açıklanmakta, gizlilik kalkmakta, batın zahire, gizlilik apaçıklığa, Halk olarak gizlenen, Hak olarak zuhura, çıkmaktadır. İlim ile başlayan her şey, İnsanın ilimle inşa edilmesiyle, Yaratılış tamam olmaktadır. Namaz müminin miracıdır. Allah’ın Birliğine ve Resulünün O’nun Elçisi olduğuna Şahit olup Şehit olan İnsan, kemale ermektedir. Normalde İnsan, Resulü bilemez, Allah’ın izniyle ve ilmiyle, bilir. Seyri sülûk, Kemale eriş yöntemi, ayetlerde açıklanır. (1)

Umarım biz de Allah’ı ve Resulünü bilerek, Kemale ererek, Yaratılışı tamamlarız!

(1)     http://necdetaltinay.blogspot.com/2025/02/hzrla-vuslata.html (53 Necm, 1-7)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder