5 Haziran 2024 Çarşamba

Rızık Allah’tandır, Allah’a Götürür,

 

Rızık Allah’tandır, Allah’a Götürür,

İnsan, Dünyadan, madde âleminden, protein ve vitamin dolu gıdalarla bedensel olarak büyür, gelişir, güçlü kuvvetli, kocaman veya şişman olur. Ruhundan kalbine inen İlim ve bilgi rızıklarını yüklenerek ise bilen, bilgili, bilgiç, bilge, yüce, büyük, ulu, insan olur. Allah, Rezzak’tır, insana, istediklerinden hak ettiğini, gıda veya rızık olarak verir. Âdem ve oğullarına, Allah’a rücu etme, dönme, izni, yeteneği ve imkânı tanınmıştır, isteyen bu hakkını kullanabilir. Nefsanî ve cismani örtünmesinden soyunup sıyrılarak, Hakkın efali ve sıfatıyla sıfatlanıp, Zatında fena bulup, Kalbi pişer ve Ruh semasında nurlu yanarak yayılır.

“Ey insanlar, yeryüzünü yatak, gökyüzünü bina kılan ve yağmurlarla yemiş rızkı veren, sizden evvelkileri yaradan Rabbinize ibadet edin! Tevhid-i Ef’ale davet eden kutsi hadis: ‘Halkı halk ettim ve nimetlerimle kendimi onlara sevdirdim’. İbadet şükürdür. Şükür nimet karşılığında olur. Tüm nimetlerin Hak’tan, tüm fiil, hareket, iş ve işlemlerin, Allah’tan olduğunu müşahede ederek, görerek, ef’alde şirkten uzak olun. Fail Hak’tır.” (2 Bakara, 21) “Ve biz, ‘Ey Âdem, sen ve zevcen, eşin, cennette sakin olun’  dedik. Âdem kalp, zevcesi nefistir. Nefse, aydınlanmadığı hallerde kara olan, cismani hayat kelimesinden, Havva denir. Kalp, cisimle ilgili olmasaydı Âdem denilmezdi. Kalp, nefsin pişmesiyle oluşur. Âdem ile Havva’nın içinde yaşamaları emir olunan cennet, Kutsi bir bahçe olan ruh seması âlemidir. Yani, ‘Ey Kalp ve Nefis, Siz, ruh semasını tercih ediniz ve o cennetten hangi mekânda ve ne suretle dilerseniz bolca yiyiniz’ dedik. Rızıklar ve yemişler helaldir. Zulüm, hak ve hazzın noksan olması, eksik kalması, haz alınmamasıdır. Nurun zıttı zulmettir. Zalim, zulüm edendir. Nur âlemindeki nasibinizden almadığınız kısım, bilmediğiniz her ilim kaybınız, her kayıp kendinize bir zulümdür, zalim olursunuz, idrak edemediğiniz her şey, yaradılış nurunuzdan noksan kalandır.” (2 Bakara, 35) Kendini bil, Kendini bilen, Rabbini bilir. “Şeytan, cismani lezzetleri iyi gösterip aldatarak, Âdem ve Havva’yı cennetten tabiat çukuruna kaydırdı, ruh-i daimden, sürekli ruh halinden, çıkardı. Semada, ruh, ilim, bir bütün olarak zevk edilir. Dünyada ise maddi, doğal cisimler, tek tek yenir veya zevk edilir.  Mahrum kalınan haz, kişiyi mevcut hazzından, almakta olunan hazdan ve/veya kendi hazzından, men etmeğe çalışır. İşte bu sebeple aralarında buğuz ve adavet, düşmanlık, olur. Ve sizin için, bu süfli yönde, Dünyada, doğada, Kübra, büyük ve sugra, küçük, denilen iki kıyametten birinin kopması vardır. Kalp ile nefsin, mevt-i iradî yani iradeyle ölüm, ölmeden önce ölmek ile süfli yönden kurtulun veya mevt-i tabii, doğal ölüm ile huzurun, zevklerin, kesilmesi zamanına kadar faydalanın.” (2 Bakara, 36) “Âdem, Rabbi cihetinden bir takım nurlar, ceberut ve melekût, hâkimiyetle hükmediş, mertebeleri ve soyut ruhları karşılayıp kabul etti. Yani Âdem, Rabbinden, doğaya hâkim olup hükmetmek üzere, ilim, ahlak, bilgi talep etti. Allah, Âdem’in tabiat elbisesinden sıyrılmak, kutsal olgunluğa ulaşmak ve hakiki ilimle süslenmek suretiyle, kendine rücu etmek istemesini kabul etti. Âdem’e rücu’u ilka eyledi, onu rücu edici kıldı. Kullarına, gazabıyla rahmet eder. Âdem’e gazabını, Âdem’in kemaline ve Hakk’a rücu’una sebep kılmış ve yaklaştırmak için uzaklaştırmıştır.” (2 Bakara, 37) Bedenden soyunan Kalp pişer ve Ruh semasında nurlu ışık halinde yayılarak yanar, İlahi İlmini saçar.

“Ve dilediğin kimseye zahir ve batın nimetlerin tümünü yahut yalnız birisinden hesapsız, rızık verirsin.” (3 Ali İmran, 27) “Ey ilmî imanla iman edenler, siz Allah’a yolculuğunuzda, kusur ile Allah'ın size helâl ettiği sıfat tecellilerini ve ahval keşiflerini haram kılmayın. Allah’ın size rızık verdiği tecelli ediş ilimlerini, ahval ve makamlar bahşişlerini, temizce ve bol bol kalplerinizin gıdası kılın. Bu kemal ve tecellilerin, Hak'tan ve Hak için olduğunu bilerek olgunlaşınız.” (5 Maide, 86-88) “Allah, «canlılık semasını» ve  «ceset arzını»  yaratan ve  «kutsal âlem» semasından ilim suyunu indirip, o su ile size rızık olması ve kalbinizin kuvvetlenmesi için  «nefis arzında»  «hikmet ve fazilet yemişlerini» çıkaran zattır.” (14 İbrahim, 32) “Ve o cennetlerde, onların daima rızıkları vardır. Yani, «Kalp cennetinde»; «ruh güneşi nurunun zuhuru sabahında» ve «nefis cennetinde»; «ruh güneşinin gurubu akşamında» onların rızıkları vardır.” (19 Meryem, 62) “Biz sana, ulvi yönden kutsal hakikatleri ve ruhani bilgileri rızıklaştırırız. Senden istenen, bedensel elbisen ve nefsanî davranışlarından soyunmandır.” (20 Taha, 132, 133) “Cihat bıçaklarıyla «Allah’a kurban» edilmiş Hayvani Nefislerinden soyunarak, «Allah’ın verdiği rızıklarla», keşif ve tecellilerle aydınlanma günlerinde, Hakk’ın sıfatıyla sıfatlanıp, Allah’ın ismini zikrederler.” (22 Hac, 28) “Fıtrat eliyle Allah’ın kendilerine vermiş olduğu akıl kitabı, Kur’an ilmi, uygulanarak izhar edilmeli, ortaya çıkarılıp, okunmalıdır. İlmin, bu şekilde yani fıtrata konulmuş olduğu idrakiyle uygulanması, Kalp Huzuru Namazının kılınması demektir. Kendilerine ilmin sıfatları verilenler, bunlarla amel edip, ilmi uygulamaları halinde,  efalin terki ile infak eden, nafaka veren kimseler, kendi efal ve sıfatlarını Hakk’ın efal ve sıfatlarıyla ticaret etmiş olurlar.” (35 Fatır, 29) “O rızkı Allah bilir,  gayri bilmez, O rızık da, kalplerinin gıdası olan Malumatı İlahiyedir, İlahi Bilgilerdir. O rızık gayetle lezzet vericidir.” (37 Saffat, 41, 42) “Bizi, iradi mevt edenler olarak, günahlarımızı itiraf ettikten sonra, iki neşede iki defa inşa eyledin. Tecellilerinle bize sıfatının ayetlerini, delillerini, gösterirsin ve ruh semasından hakiki rızık olan ilmi indirirsin, bu rızık ile rücu edenler tezekkür, tefekkür ederler. Ölmüş kalpleri yeniden dirilten ledün ilmini ilkah eder, aşılar, öğretir. Talak, ayrışma, günü kulların beden perdelerinden kurtuldukları ve zahir oldukları gündür.” (40, Mümin, 11-16) “Yakınlaşma amacıyla tevhit ilmini tahsilden sonra tarikata, seyr ü süluka, usulüne uygun doğru yola, gir. Çünkü yola girmeden önce affedilmek ve bağış dilemek, zanlara dayalı taklidi iman ile olmaz, ilmî iman ile olmalıdır. İmanda sebat, kararlılık, rızkı verilmemişse, kimse usulüne uygun yola giremez.” (47 Muhammed, 19)

            Kuran, insana iner, ilminin idrak edilip, uygulanması, Kalp Huzuru Namazının kılınmasıdır. Ruh semasından inen İlahi Bilgiler, tefekkür edenin hakiki rızkıdır.  Efalin terki ile infak eden,  nafaka veren,  efal ve sıfatını, Hakk’ın efal ve sıfatlarıyla ticaret etmiş olur.

            Umarım biz de, Doğru Yola girip Sırat Köprüsünden geçer, Hakka rücu edebiliriz!

Necdet Altınay 08062024

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder