Rızık Allah’tandır, Allah’a Götürür,
İnsan, Dünyadan, madde âleminden, protein ve vitamin dolu gıdalarla
bedensel olarak büyür, gelişir, güçlü kuvvetli, kocaman veya şişman olur.
Ruhundan kalbine inen İlim ve bilgi rızıklarını yüklenerek ise bilen, bilgili,
bilgiç, bilge, yüce, büyük, ulu, insan olur. Allah, Rezzak’tır, insana,
istediklerinden hak ettiğini, gıda veya rızık olarak verir. Âdem ve oğullarına,
Allah’a rücu etme, dönme, izni, yeteneği ve imkânı tanınmıştır, isteyen bu
hakkını kullanabilir. Nefsanî ve cismani örtünmesinden soyunup sıyrılarak,
Hakkın efali ve sıfatıyla sıfatlanıp, Zatında fena bulup, Kalbi pişer ve Ruh
semasında nurlu yanarak yayılır.
“Ey insanlar, yeryüzünü yatak, gökyüzünü bina kılan ve yağmurlarla yemiş
rızkı veren, sizden evvelkileri yaradan Rabbinize ibadet edin! Tevhid-i Ef’ale davet
eden kutsi hadis: ‘Halkı halk ettim ve nimetlerimle kendimi onlara sevdirdim’.
İbadet şükürdür. Şükür nimet karşılığında olur. Tüm nimetlerin Hak’tan, tüm
fiil, hareket, iş ve işlemlerin, Allah’tan olduğunu müşahede ederek, görerek,
ef’alde şirkten uzak olun. Fail Hak’tır.” (2 Bakara, 21) “Ve biz, ‘Ey Âdem, sen
ve zevcen, eşin, cennette sakin olun’
dedik. Âdem kalp, zevcesi nefistir. Nefse, aydınlanmadığı hallerde kara
olan, cismani hayat kelimesinden, Havva denir. Kalp, cisimle ilgili olmasaydı
Âdem denilmezdi. Kalp, nefsin pişmesiyle oluşur. Âdem ile Havva’nın içinde
yaşamaları emir olunan cennet, Kutsi bir bahçe olan ruh seması âlemidir. Yani,
‘Ey Kalp ve Nefis, Siz, ruh semasını tercih ediniz ve o cennetten hangi mekânda
ve ne suretle dilerseniz bolca yiyiniz’ dedik. Rızıklar ve yemişler helaldir.
Zulüm, hak ve hazzın noksan olması, eksik kalması, haz alınmamasıdır. Nurun
zıttı zulmettir. Zalim, zulüm edendir. Nur âlemindeki nasibinizden almadığınız
kısım, bilmediğiniz her ilim kaybınız, her kayıp kendinize bir zulümdür, zalim
olursunuz, idrak edemediğiniz her şey, yaradılış nurunuzdan noksan kalandır.” (2
Bakara, 35) Kendini bil, Kendini bilen, Rabbini bilir. “Şeytan, cismani
lezzetleri iyi gösterip aldatarak, Âdem ve Havva’yı cennetten tabiat çukuruna
kaydırdı, ruh-i daimden, sürekli ruh halinden, çıkardı. Semada, ruh, ilim, bir
bütün olarak zevk edilir. Dünyada ise maddi, doğal cisimler, tek tek yenir veya
zevk edilir. Mahrum kalınan haz, kişiyi
mevcut hazzından, almakta olunan hazdan ve/veya kendi hazzından, men etmeğe
çalışır. İşte bu sebeple aralarında buğuz ve adavet, düşmanlık, olur. Ve sizin
için, bu süfli yönde, Dünyada, doğada, Kübra, büyük ve sugra, küçük, denilen
iki kıyametten birinin kopması vardır. Kalp ile nefsin, mevt-i iradî yani
iradeyle ölüm, ölmeden önce ölmek ile süfli yönden kurtulun veya mevt-i tabii,
doğal ölüm ile huzurun, zevklerin, kesilmesi zamanına kadar faydalanın.” (2
Bakara, 36) “Âdem, Rabbi cihetinden bir takım nurlar, ceberut ve melekût,
hâkimiyetle hükmediş, mertebeleri ve soyut ruhları karşılayıp kabul etti. Yani
Âdem, Rabbinden, doğaya hâkim olup hükmetmek üzere, ilim, ahlak, bilgi talep
etti. Allah, Âdem’in tabiat elbisesinden sıyrılmak, kutsal olgunluğa ulaşmak ve
hakiki ilimle süslenmek suretiyle, kendine rücu etmek istemesini kabul etti.
Âdem’e rücu’u ilka eyledi, onu rücu edici kıldı. Kullarına, gazabıyla rahmet
eder. Âdem’e gazabını, Âdem’in kemaline ve Hakk’a rücu’una sebep kılmış ve yaklaştırmak
için uzaklaştırmıştır.” (2 Bakara, 37) Bedenden soyunan Kalp pişer ve Ruh
semasında nurlu ışık halinde yayılarak yanar, İlahi İlmini saçar.
“Ve dilediğin kimseye zahir ve batın nimetlerin tümünü yahut yalnız
birisinden hesapsız, rızık verirsin.” (3 Ali İmran, 27) “Ey ilmî imanla iman
edenler, siz Allah’a yolculuğunuzda, kusur ile Allah'ın size helâl ettiği sıfat
tecellilerini ve ahval keşiflerini haram kılmayın. Allah’ın size rızık verdiği tecelli
ediş ilimlerini, ahval ve makamlar bahşişlerini, temizce ve bol bol
kalplerinizin gıdası kılın. Bu kemal ve tecellilerin, Hak'tan ve Hak için olduğunu
bilerek olgunlaşınız.” (5 Maide, 86-88) “Allah, «canlılık semasını» ve «ceset arzını» yaratan ve
«kutsal âlem» semasından ilim suyunu indirip, o su ile size rızık olması
ve kalbinizin kuvvetlenmesi için «nefis
arzında» «hikmet ve fazilet yemişlerini»
çıkaran zattır.” (14 İbrahim, 32) “Ve o cennetlerde, onların daima rızıkları
vardır. Yani, «Kalp cennetinde»; «ruh güneşi nurunun zuhuru sabahında» ve
«nefis cennetinde»; «ruh güneşinin gurubu akşamında» onların rızıkları vardır.”
(19 Meryem, 62) “Biz sana, ulvi yönden kutsal hakikatleri ve ruhani bilgileri
rızıklaştırırız. Senden istenen, bedensel elbisen ve nefsanî davranışlarından soyunmandır.”
(20 Taha, 132, 133) “Cihat bıçaklarıyla «Allah’a kurban» edilmiş Hayvani
Nefislerinden soyunarak, «Allah’ın verdiği rızıklarla», keşif ve tecellilerle
aydınlanma günlerinde, Hakk’ın sıfatıyla sıfatlanıp, Allah’ın ismini zikrederler.”
(22 Hac, 28) “Fıtrat eliyle Allah’ın kendilerine vermiş olduğu akıl kitabı,
Kur’an ilmi, uygulanarak izhar edilmeli, ortaya çıkarılıp, okunmalıdır. İlmin,
bu şekilde yani fıtrata konulmuş olduğu idrakiyle uygulanması, Kalp Huzuru Namazının
kılınması demektir. Kendilerine ilmin sıfatları verilenler, bunlarla amel edip,
ilmi uygulamaları halinde, efalin terki
ile infak eden, nafaka veren kimseler, kendi efal ve sıfatlarını Hakk’ın efal
ve sıfatlarıyla ticaret etmiş olurlar.” (35 Fatır, 29) “O rızkı Allah bilir, gayri bilmez, O rızık da, kalplerinin gıdası
olan Malumatı İlahiyedir, İlahi Bilgilerdir. O rızık gayetle lezzet vericidir.”
(37 Saffat, 41, 42) “Bizi, iradi mevt edenler olarak, günahlarımızı itiraf
ettikten sonra, iki neşede iki defa inşa eyledin. Tecellilerinle bize sıfatının
ayetlerini, delillerini, gösterirsin ve ruh semasından hakiki rızık olan ilmi
indirirsin, bu rızık ile rücu edenler tezekkür, tefekkür ederler. Ölmüş kalpleri
yeniden dirilten ledün ilmini ilkah eder, aşılar, öğretir. Talak, ayrışma, günü
kulların beden perdelerinden kurtuldukları ve zahir oldukları gündür.” (40,
Mümin, 11-16) “Yakınlaşma amacıyla tevhit ilmini tahsilden sonra tarikata, seyr
ü süluka, usulüne uygun doğru yola, gir. Çünkü yola girmeden önce affedilmek ve
bağış dilemek, zanlara dayalı taklidi iman ile olmaz, ilmî iman ile olmalıdır.
İmanda sebat, kararlılık, rızkı verilmemişse, kimse usulüne uygun yola giremez.”
(47 Muhammed, 19)
Kuran, insana iner, ilminin idrak
edilip, uygulanması, Kalp Huzuru Namazının kılınmasıdır. Ruh semasından inen İlahi
Bilgiler, tefekkür edenin hakiki rızkıdır. Efalin terki ile infak eden, nafaka veren,
efal ve sıfatını, Hakk’ın efal ve sıfatlarıyla ticaret etmiş olur.
Umarım biz de, Doğru Yola girip Sırat Köprüsünden geçer,
Hakka rücu edebiliriz!
Necdet Altınay 08062024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder