22 Mayıs 2024 Çarşamba

Hak Vardır, Batıl Yoktur!

 

Hak Vardır, Batıl Yoktur!

Kuran konuşur, bilim kanıtlar. Bilim der ki: “Yokluktan, boşlukta var olup yok olan zerrelerden birinin ani şişmesiyle evren oluştu. Önce sonsuz hareket yani sıcaklık vardı, soğuma başlayınca, Elektro Manyetik Radyasyon (EMR) kuvvetleri toplaşıp, aynasal âlemde maddeleşti, atom, yıldız ve galaksiler oluştu. Kütle tekrar enerjiye dönüşünce, madde aslına dönmüş olur.” Kutsal mesaj der ki: “Allah, bilinmeyi sevdi, insanı inşa etmek amacıyla, yokluk aynasına baktı, Halk olup göründü. Tebdil ve ‘tagayyür’ ediş yani değişim ve ‘farklılaşarak belirginleşip mükemmelleşme’ sonucu, insanda zan, vehim ve kuruntudan oluşan perdelenme keşfedilir. Hicap, perde, kaldırılınca Hak görünür, batıl yok olur.” Bilimsel olarak, kuvvetlerin, anında bozunan Higgs Bozonu içinde maddeleştiği keşfedildi. Evrende soğuma başlayınca, ışığın EMR kuvvetlerinin maddeleştiği anlaşıldı. Sabit Enerjinin bir kısmı ‘Tagayyür” eden hale dönüşür. Atomlardan yıldız ve galaksiler, yer ile gök oluşur. ‘Sabit ve Tagayyür’ kavramlarına benzer şekilde, Kuranın, Muhkem ve Teşbihsel ayetleri aynı anlayışı verecek şekilde idrak edilmelidir. Tüm Evren, yalnız ışıktan yani ‘Nur’dandır.

“Kuran, katıksız, Hakk’ın gayri olan batıl ile karışıklığı olmayan, Hakken yakındır, ayni cemden, vahdet makamından kaynaklanır, kalp makamından olsaydı ilmen, ruh makamından olsaydı aynen yakın olurdu. Zatın tevhidini ispatlamak için nebi ile önce “Kul” ve “Resul” sonunda  “Hak”  ilişkisi kuruldu.  Kul-resul-hak bir oldu,  tevhit edildi. İkilik ve benlikle perdelenmemek için kendi zatın ile Allah’ı tenzih et ve “Gayrı” bir şeyin olmadığını kabul et.” (69 Hakka, 51,52) “Hepiniz cennetten düşünüz!” dedik. Hakk’ın iradesi olmasa İblis kadir olamazdı. Böylece, kaza ve kader sırrını idrak et! “Elbette size benden hüda, doğru yolu gösterici, gelecek, her kim hüdama tabi olursa onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar. Hubut, düşüş, olmasaydı hüdaya tabi oluş, yüceliş de olmazdı, iyi ile kötü ayrılmazdı, ceza evi olan cennet ile nar batıl olurdu, belki de mevcut olmazdı. Hüda, şeriattir ki her kim tabi olursa onlara korku yoktur. Hüdaya tabi olmak anlayışı,  idraki içinde kişinin basireti cilalanır, şehvet ve lezzetlerinden teselli bulur,  kalbi müşahedelere, aklî ilimlere ve nefsî vicdanlara hidayet olduğundan, yok olan dünya nimetlerine de mahzun olmaz.” (2 Bakara, 38) “Ve ilim ve bilginizi, batıl olan nefsanî şehvetlerinizle yemeyiniz. Yâni maârif ve malûmatınızı, hissi ve hayalî maksatların iktisabı ile nefsin lezzetlerini tahsilde sarf etmeyiniz.” (2 Bakara, 188) “Müşahede ile Ruh makamında ve keşiflerle Kalp makamında ve cihat ile Nefis mekânında, değişim üzere her koşulda, Allah'ı zikrederler ve vehimden halis olan akılları ile ervah ve ecsad, canlılık ve cisimler, âleminin izharında tefekkür ederler. Şuhut zamanında ise «Ey bizim Rabbimiz, bu halkı batıl, yani senin gayrin olan bir şey olarak izhar etmedin» derler. Zira batıl ancak Hakk’ın gayri olan şey demektir. Belki Halkı, kendi esma ve sıfatının görünür yeri kıldın. Gayrinin mevcut olmasından seni tenzih ederiz.” (3 Ali İmran, 191) “Akıl semasını, ilim ve bilgi ile donattık ve kuruntulardan arındırdık. Akıl semasına, madde denizine ilişkin ilim, yetenek bilgileri, teorik ve uygulamalı bilimler, yerleştirildi. Akıl ufkundan, aklın hükmünü, saklıca dinleyen ‘bencillikle’ çalarsa, onu parlak bir ışık izler ve çalan hemen yakalanıp tard edilir, şirk koştuğu saptanır.” (15 Hicr, 16-19) Her şey, Allah’tandır, O’ndan gelir, O’na gider!

“Eğer biz  ‘var olur yok olur’  mevcut olsun isteseydik kudret yönünden bize mümkün olurdu. Lâkin öyle mevcudat, varlık, olsun istemedik, çünkü hikmet ve hakikate uygun olmazdı”. (21 Enbiya, 17) “Allah; gayrin vücudunu ispat ile yapılan, şirkten âli ve münezzehtir. Cem’den sonra fark makamında,  ne vahdet ile kesretten, ne de kesret ile vahdetten, perdeli olmaksızın,  ayn-i  Ehadiyet-i  Zâtta  «kesret-i  sıfatı»  müşahede  edildiği için, «ayn-ı cem'de» Şuhut ettiğini ayrıntılı gösterdi. Kalpleri onunla ihya eylediği ilmi yani Kuranı, nakış halinde, «Âlem-i em'rinden» ziyade inayetiyle, has kullarından dilediğine indirir, gönderir.” (16 Nahl, 1,2) Zatın Birliğinde sıfatın kesretini görebilene, Kuranı, ilmi, indirerek şahit olması sağlanır. “Habibim de ki: Tebdil ve tagayyür etmeyen, değişmeyen ve farklılaşıp belirginleşerek mükemmelleşmeyen, sabit «Vücûd-i vâcib-i Hakkani», Hakkın Vacip Vücudu, geldi. Ve fena ve tagayyür ve zevali kabil olan «vücud-i beşeriye-i imkâni», şartlara, eldeki imkânlara, göre oluşan beşeri vücut, zail, yok, oldu. Belki fâni;  ezelde fani ve baki; daima baki olduğu cihetle, mümkün olan vücut, asılda fâni idi. Önce sabit olup da sonradan fanileşmiş olmayan, ezelde fani olan fani kalır, baki olan baki kalır. Ancak biz, fâsid ve bâ'tıl bir tevehhüm, kuruntu ile muhtecib, perdelenmiş, olmuştuk, işte, bu hicap keşif olundu.” (17 İsra, 81) Var Olan hep vardı, sonradan yok olan da hiç olmadı!

Işık, bir Foton akışıdır. Foton ise, ışığın temel birimi, kuvvet taşıyan, kütlesiz ve yaşam süresi sabit olan, dalga özelliği gösteren, temel parçacıktır, cisimciktir. Elektron veya foton, her iki yarıktan aynı anda geçer. Elektronları veya fotonları, geçiş noktalarında, yarıklardan geçerken ölçüp gözlemeye, kaydetmeye çalışırsak, birinden ya da ötekinden geçiyor gibi davranır, dalga deseni kaybolur. Gözlemlemezsek, ikisinden, iki yarıktan birden geçer, dalga deseni oluşur. (1) Fotonun en bariz özelliklerini şöyle sayabiliriz: Durgun kütlesi sıfırdır; ışık hızıyla gider; ışık hızıyla gittiği için fotonlar için zaman durgundur; etkileşimlere parçacık olarak girebilir ancak dalga olarak yayılır. Kütlesi sıfır olduğu halde, diğer parçacıklar gibi kütle çekiminden etkilenir. Zamandan etkilenmediği için evrim geçirmeyen tek maddedir. Fotonun kütle çekiminden etkilenmesinin nedeni, kütleçekiminin kütleli cisimler etrafındaki uzay-zaman dokusunu bükmesidir. Işık da bu uzay-zaman içinde hareket eden bir dalga/parçacık olduğu için, bükülen uzay zaman dokusundan etkilenir. (2) Anında bozunan, yani bir anda var olup yok olan, sınırları belirsiz, Higgs Bozonunun, Higson’un, varlık amacı, Maddenin Yapıtaşı olan Fermiyonlara kütle kazandırmaktır, böylece madde oluşur. Madde, Kara deliğe düşünce aslına, enerjiye, ışığa, dönüşür. Görünen, Görenin görüntüsüdür!

Umarım biz de, zan alanımızı keşfeder, varlığımızla gururlanmaz, Hak görünürüz!

Necdet Altınay 25052024

(1)     https://www.youtube.com/watch?v=9i7obuVFzVA

(2)   https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCtle%C3%A7ekim

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder