Kalbinizi Yumuşatınız!
Yeni önerilen ‘Bilimsel Kurama’ göre: “Enformasyon, bilgi, Evrenin temel yapı taşıdır ve fiziksel bir kütleye sahiptir.
(1) Fiziksel gerçeklik, temelde bilgi parçacıklarından oluşur. Bilginin kütlesi
vardır ve her temel parçacık, evrenin bilinen yapı taşı olarak, insanların DNA
sına benzer şekilde, kendisi hakkında bilgi deposudur. Bilgi içeren her
parçacık, düşük enerjili kızılötesi fotona, nura, dönüşür.” Kutsal Mesajlara
göre de: “Tevhit İlmi, sevgi ve muhabbet
koduyla indirildi, böylece, enerji olarak bilinen ilk cevher zuhur etti, ortaya
çıktı ve kalbi oluşturdu. Bebeğin rahimdeki gelişiminde ilk oluşan uzuv, tüm
kuvvetlerin izdihamı, toplanmasıyla, oluşan kalbidir.(2) Diğer azaları
oluşturan kuvvetlerin tümü, kalpten geçerek kodlanır. Kalbin tecerrüdü,
yokluktan soyutlaşıp oluşması, matematik, fizik, kimya, tüm ilmin zuhurudur. İlmin,
yokluktan boşluğa ilk çıkışında, DNA örneğine uygun, bir kütlesi ve kodlarını
içeren parçacık hali vardır.” Bilime göre Yokluktan, Vakum Ortamına; Ayete göre de Levha-i Mahfuzdan,
Uzay boşluğuna veya Arştan Arza, İlim iner, enerji diye bilinir. (3) Kalp, İlmi
idrak ettikçe yumuşar, perdelenirse katılaşır, sertleşir.
“Tevhit İlmi Kitabı Kuran, sevgi ve muhabbet koduyla, ilk indirilen
cevher olarak zuhur etti, ortaya çıktı. De ki: ‘Bilinmek için kâinat
yaratılmıştı, tevhit benimle kemal buldu, sevdim, sevilen, sevgili oldum, fıtrat
benimle amacına ulaştı. Böylece tevhidim ve muhabbetim olgunlaştı. Ruhun,
tevhit ilmi olarak idrakiyle, ruhta vahdet ve kalpte muhabbet tam oldu, nefiste
de adalet zuhur etti. Vahdet, muhabbet ve adaletimin kemali nedeniyle sevildim
habip oldum’. Tevhit İlmi habibullahın hakkı oldu. Hak, Muhammed’le zahir oldu.
Kalbin tecerrüdü, sıyrılıp soyutlaşması, ilmin zuhurudur.” (42 Şura,1,2; 17) (55 Rahman, 19) “Hakk’ın
delili, gölgesi, olan tevhit ilmi İlmullah’tan halk edilen ilk cevherin; Celalî
Nazarla hayâsından, edebinden, taşıp yayılmasından sonra açığa çıkan; ilmi hıfzedici
kuvvetlerin izdihamıyla, temessül ve tecessüm ettiniz, cisimleştiniz. İlimden
başka bir şey olmayacak şekilde, bedenleştiniz.” (25 Furkan, 45) “Elçisinin
kalbi, kaaf, var olanların tümünü kapsayan arştır; elçinin aklı, kesrette var
olanların tümünü ayrıntılarıyla ve fiile çıktıkça bilir, her şeyi kapsar,
ilmine erer. Arzda vücut bulup mevcut olan ve fıtratını gerçekleştiren her şey
önce istidadı ile arşta var olur. Arşta istidat olan, arza fıtrat olarak iner.”
(50 Kaaf, 1) “İlim Kalbin malıdır, ruhtan ilmi sevgiyle birlikte alır, ilmi
sever ve sevdirir. Kalp, ilim ile önce kendini güçlü kılar. Kalp, ilim ve
sevgisiyle, ruhani kuvvetleri besler, nefsanî kuvvetlere zekâtını vererek, onları
ruh babalarından yetim bırakmaz böylece onları, şehvet ve dünya esaretinden
kurtarır, gayra nazardan nefsini temizler.” (2 Bakara, 177) “Ey Habibim senin, beşerî
vücûduna değil, ilâhî bağışlanmış, vücuduna tabi ilâhî bir sıfat olan kâmil bir
rahmetle sıfatlanmış olman sebebiyle, sen onlara yumuşak oldun. Eğer Allah
yardım ederse size galip olacak bir kimse yoktur.” (3 Ali İmran, 159, 160) “Evliya,
Allah'ı, Allah onları sevdiği için sever. Nimet verdiği için veya korktukları
için sevenler nimet vermediği veya korkmadıkları zaman sevemez. Zat muhabbeti, Zat’ın
bekasıyla bakidir. Tecellinin değişmesiyle değişmez, Zat’ı seven, lütuf
zamanında Lâtifi sevdiği gibi, kahır zamanında Kahhar’ı da sever. O kavim, müminlere
de tevazularında sevgi ve merhamet sahibidir ve gayet yumuşaktır.” (5 Maide,
54)
“Diğer bir kısım kimseler de vardır ki onlar, günahlarını itiraf ederler,
günahın itirafı, istidat nurunun bekası ve nefsin yumuşaklığı ve kendisinde
günah melekesinin kökleşmemiş olması demektir. Zira itiraf, tövbe ve rücu’un
melekî ve günahın fenalığını görmenin delilidir ki, bu görmek ancak kalp
gözünün açılmış ve basiret nurunun parlaması ile olabilir. Çünkü zulmet katlanır
ve rezalet kökleşirse, günahı kabahat saymaz, günah olarak görmez. Belki haline
münasebeti dolayısıyla o günahı iyi bir iş görür. Günahın, günah olduğu
bilinirse, onda mutlaka bir hayır vardır.” (9 Tövbe, 102) “Ağlayarak secde
ederler ve Kur'ândan etkilenip duygulandıkları için hükmüne tabi olurlar,
Kur'ân onların huşuunu ve yumuşaklığını artırır.” (17 İsra, 109) “Her bir ‘şey’in,
o şeyi, diğerinden ayıran bir
bilgi ve bilimsel özelliği vardır. İnsan, bilinçli insanlığı ile insandır.
İnsan, bilincini kaybederse, kendisi de kaybolur, insan denmez. Her özellik
Hakk’ın vahdaniyetine, birliğine delildir. Gökler ve yerler adalet ile ayakta
durur. Her şey, kendini var eden, kendine özgü bilgisel özelliğini, hakkını,
Haktan, hakça, alamazsa var olamaz. Adalet, kesret âleminde, vahdetin
gölgesidir. Eşyanın düzeninde yumuşak huyluluk, birbirleriyle uyumluluk gibi
vahdaniyete, birliğe, beraberliğe götüren özellik mevcut olmazsa adil düzen
mevcut olamaz. Birlikten gelen ve birliğe götüren özellik yok olursa, düzen ve
düzenlilik hemen bozulur. İnsanların, insanlık özelliğini kaybetmesi durumunda
birlik ve beraberlik içinde yaşam mümkün olmaz, insanlık düzeni bozulur.” (21
Enbiya, 22) “Dünyada rahman sıfatıyla zahiren, ahrette rahim sıfatıyla batında
hamt O’nadır. Şahadet âleminin tertibini, düzenini hikmetiyle, gaip âleminin
batınında ilmini letafetle hâkim kılan O’dur.” (34 Sebe, 1) “Farklı kişilik ve
ahlaka sahip kişileri izleyen ile bir kişiye teslim olmuş biri kıyaslanamaz.
Teslim olan tevhit eder, sırra erer, bir amacı vardır. Hakkın veçhinden,
yüzünden, başka her şey Allah’ta fanidir, ölüdür.” (39 Zümer, 29, 30)
“Nasihati, kabule yatkın ise kabul eder. Tezekkür etmek, herkese açık olsa da
herkese fayda vermez, istidadı olan, müsait olan, içindir. Fıtratı salim, kalbi,
nefsi ve tabiatı yumuşak, istidadı kabule müsait ise ruh nurundan etkilenir ve
nasihati kabul ederek faydalanır.” (87 A’lâ, 9,10) “İlahî İlim, tövbe ve
istiğfar, güzel ahlak ilmi, suyu ile yıkanın, abdest alın, boy abdesti alın,
Kalbinizi, nefsinizi paklayın, arının, Kalp ve Nefsinizi, ilmi idrak edip
yumuşatınız.” (4 Nisa, 43; 5 Maide, 6)
Yeni Bilimsel Kurama göre maddenin, katı, sıvı, gaz ve plazma hallerine
ek olarak beşinci hali vardır: ‘Bilgi’ halidir. Bilgi içeren parçacık, düşük
enerjili fotona, nura, dönüşür, kaybolmaz. Ani şişen Uzay-Zaman boşluğuna,
Yokluktan, Levha-i Mahfuzdan, Arştan, İlahî Bilgi-İlim, Tevhit İlmi, inerek
Evreni, Vahdeti, Kesreti, İnsanı ve Bilinci oluşturur.
Umarım biz de indirilen İlahi Tevhit İlmini idrak ederek Kalbimizi
yumuşatabiliriz!
Necdet Altınay, 27072024
(1) https://www.port.ac.uk/news-events-and-blogs/news/new-experiment-could-confirm-the-fifth-element
(2) http://necdetaltinay.blogspot.com/2020/02/akl-semas_3.html