Revize edilmiş Kitabı okumak için lütfen: Tıklayınız |
Bir önceki toplantımızda tasavvufun ilme dayalı olduğunu ama ilmin uygulama olmadan bir işe yaramayacağını konuşmuştuk. Aslında her bilgi öyledir uygulanmazsa yararı yoktur. Sadece bilmek için öğrenmek bir lükstür.
Tanım itibariyle “ledün” zaman ve mekânı kaplayan ve
kapsayan bir zarftır. Ledün ilmi olarak Kur’anı kerimde geçen bu ilim her şeyi
kapsar çünkü kitap da her olmuş ve olacağı kapsar. Çalışmalarımızda kitap ve
ilim deyince ne anlayacağımız böylece belirlenmiş olur.
Kitabın bizim için indirilmiş ve hitabın bize olması,
kimden geldiğinin idrakinde isek, bizim için şereftir. Birisiyle
tanıştırılmaktan şeref duyunca, genellikle, davranışlarımız değişir. Biz de “ey
düşünen akıl sahipleri”, “ey akıllı, düşünen insanlar” gibi hitaplarla başlayan
ayetleri okurken mesajları anlamaya çalışmamız gerekir. Tanışmaktan şeref
duyduğumuz bir büyüğün dediklerini unutmamaya ve hayata geçirmeye çalışırız.
Böyle yapmanın bize yararlı olacağını düşünürüz.
Her kişinin anlayış ve idraki farklıdır. Köyden kente,
cahilden bilgeye veya fakirden zengine herkes bir diğerinden oldukça farklıdır.
Hitap ve kitap herkese olacak kadar evrensel ve ayrıca geçmişten geleceğe
olacak kadar da kapsamlıdır. Ülkeler düzeyinde anayasaları ve ülkelerarası
düzeyde de insanlığa ilişkin bildirgeleri anımsatır. En önemli özelliği kitap
“aracı” istemez, doğrudan kişiye hitap eder. Te’vil de bu demektir, “kişiye ne
diyorsa o!”
Kitabı yalnız okuyup kaldırsak da duygusal zenginlik
kazanabiliriz. Vereceği mesajı anlayıp uygularsak maddi ve manevi zenginlik
elde edebiliriz. Kitabı çeşitli amaçlarla okuyabiliriz. Okumuş olmak için
okuruz. Anlamak için okuruz. Anlatmak için okuruz. Bir konuda ne diyor acaba
diye okuruz. Biz de burada, ele alacağımız değerler, kitapta nasıl işleniyor
acaba diye okuyabiliriz.
Bugün ele alacağımız değer alçak gönüllülüktür. Alçak
gönüllü olmak gerek, tamam, ama kitapta bu değer nerelerde nasıl geçiyor acaba
birkaç örnek üzerinde durmaya çalışalım.
Genel Olarak Alçak gönüllülük ne demektir?
Alçak gönüllülük tam anlamıyla kibir ve gururun karşıtıdır.
Yetersizlik, korkaklık ve güvensizlik değildir. İnsanın kendini küçük görerek
alçaltması da değildir. İnsanın kendi değerlerini, yeteneklerini, olumlu ve
olumsuz yanlarını iyice bilerek; kendini olduğundan başka türlü görmemesi ve
göstermeye kalkışmamasıdır.
Alçak gönüllülük, benlik tutkusundan kurtulmayı bilmek, gösterişe değil öze önem vermek, gereksizcesine övünmemek, övülmeyi de beklememektir. İnsanın gerçekten alçak gönüllü olabilmesi için önce kendine karşı dürüst olması sonra da karşısındakilere karşı dürüst olması gerekir. Alçak gönüllü kişiler aynı zamanda mütevazı kişilerdir.
Alçak gönüllülük, benlik tutkusundan kurtulmayı bilmek, gösterişe değil öze önem vermek, gereksizcesine övünmemek, övülmeyi de beklememektir. İnsanın gerçekten alçak gönüllü olabilmesi için önce kendine karşı dürüst olması sonra da karşısındakilere karşı dürüst olması gerekir. Alçak gönüllü kişiler aynı zamanda mütevazı kişilerdir.
Kitaptaki Yeri ve Önemi nedir?
Hepsi elinizdekini
teslim etmekten doğdu. Dikkat edilirse bilimsel bir karar ile başladık. Aynı
topraktan aynı su ile sulanan dünya bahçesindeki nimetleri teslim ettik
aklımızca, hem de gerçek sahibine. Aklın olduğu yerde daima şeytan da iş
başındadır. Aynı toprak olamaz kimisi kumlu kimisi humuslu gibi veya su da aynı
olamaz bir kısmı yağmurdan bir kısmı kuyudan gibi araya girer. Biz de onu büyük
patlamaya kadar geri götürüp hepsi aynı hidrojen atomundan değil mi diyerek
susturabiliriz.
Elimizdekileri
teslim edince bunlar geldi başımıza bir de biz teslim olsak kim bilir neler
olur. Bu mesajda önemli olan alçak gönüllülüğün bir sıfat olduğunu ve bu sıfat
ile sıfatlanmanın sonuçlarının nefis cennetine kadar ulaştığı dikkat çekmekte. (9.111).
Diğer bir mesaj: “Ey müminler,
hangi mekânda olursanız olun yüzünüzü Mescid-i Haram olan kalbinizin sadır,
yani beden, yönüne döndürün. Orada göreceğiniz cemal ve kemali müşahede ederek,
gözleyerek yüz çevirmeyin. Böylece, Hak’tan gafletiniz anında, insanlara sözlü
veya fiilen üstünlük taslamış olmazsınız”. Eğer amacınız halkın arasında da Hak
ile olmaksa her zaman ve her yerde hakkın cemalini ve halkın kemale erişini
müşahede edersiniz. Böyle bir gözlem içinde olursanız kimse karşı çıkmaz,
herkes size tevazu gösterir, alçak gönüllü olur ve boyun eğer. Ancak tard
edilmiş olanlar, dünya ehli olanlar size alçak gönüllülük gösteremez. Size
anlayış gösteremeyenler size zarar da veremezler. İlk mesajda konu biz nasıl
alçak gönüllü olabiliriz iken burada başkaları bize karşı hangi durumlarda
tevazu gösterebilire yer verilmiş. (2.150).
Mesajların bir akıl
yönü bir de hikmet yönü vardır. Hikmet yönüne iyi örneklerden biri de bu
mesajdır. “Kalbi istila etmek isteyen nefsin şeytan filini de önüne katarak
kalbe saldırmasını, ruhun nuruyla nurlanan fikir ve zikir kuşları alçak
gönüllülük, iffet, akıl ve fikir taşlarını atarak defetmiştir”. Bilindiği gibi
Fil suresinde açıklanan bir olay vardır. Kâbe inançsız bir komutan tarafından
fil ordusuyla yıkılmak, yerle bir edilmek istenir. Ancak, ağızlarında ateş
topları veya taş taşıyan kuşlar tarafından bozguna uğratılmış, kâbe
kurtulmuştur. Bu surenin bin bir hikmetinden biri de şöyle anlatılmaktadır.
Kalp her insanda imanın merkezidir. Her kişinin nefsi, file benzetilen şeytanın
komutasında, şeytani güçleri arkasına alarak kalbi işgal etmek ister. Böyle bir
nefis savaşında iyi ahlakın güçleri, kötü ahlakın güçlerini, ilimden ve imandan
alınan destekle her zaman yener. (alçaklık kibri, tevazu böbürlenmeyi, oruç
şehveti, merhamet gazabı yenmiş, gidermiştir). (105.1-5).
Yukarıdaki
örneklerde de görüldüğü gibi “alçak gönül” insanı insan yapan sıfatlardan
birisi ve eğitimle kazanılan bir değerdir. Sıfat olduğuna göre çok sayıda ve
çok çeşitli fiilleri kapsar. Öğretmen sıfatını kazanan kişi öğretme, ölçme,
değerlendirme gibi birçok iş ve işlemleri gerçekleştirir. Kendisine yakışan ve
yakışmayan davranışlar vardır. “Hayvanat bahçesi, insan davranışlarını
incelemek amacıyla hayvanların toplandığı yerdir” denir. Aynı şekilde, her
insanın hayvanlıktan kurtulma ve uzaklaşma yolunda, örnek alarak, eğitim
görerek, ilim sahibi olarak gelişmesi şarttır. Güzel ahlak sıfatlarıyla
sıfatlanmamız kendimizin kullanım klavuzu olan kitaptan yararlanmamız
kaçınılmazdır. Bu kapsamda bu sıfat da insan olma yolunda bir aşamadır, bir
makam veya derecedir denebilir. İlmen yakınlık cabasıdır. Sevgi ve saygılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder