Ölüm ve (Yeniden) Diriliş Necdet
Altınay, 22032025
Kuran, Evrendeki her şeyi kapsar ve Küresel düzeyde Âlemi, Bireysel
düzeyde Âdemi, apaçık anlatır ve bildirir. Teşbihe dayalı ayetler “Doğa” ve “Birey” düzeyinde olabilir. Doğanın Mevsimsel
değişimleri akıl sahiplerine ibretler sunar. İlkbaharın gelmesi ve yağmurlarla
ortamın canlılık kazanması, “Arzın ölümünden sonra ihya edilmesi” olarak teşbih
edilmiş. Bu ef’al, fiil, ilahi olup anlayanlara ibret olur. Bireysel düzeyde de
insanın sabah-gündüz-akşam-gece saatleri mevsimlere benzetilebilir. Bu ayet
yani delillerin “İman”, “Bilme” ve “Anlama, akıl erdirme” kavramlarının
farklılıklarını ortaya koyar. Nasıl olduğunu bilmeden önce de doğanın “Canlanışı”
insanların iman etmelerini sağlamış. Aşikâr olarak ortada olan Vücudun Şuhut’u,
varlığın gözlemlenmesi, insanların bunu tasdik etmesine yardımcı olur, böylece önce “İman” gelir. Daha sonra nedenleri
bilindikçe doğa olaylarını “Bilme-anlama” başlar. Her bilen iman eder ancak her
iman eden bilemez. Çokluğu gördüğü halde
çoklukta vahdeti idrak edemeyen Zatın Şuhut’undan gafil olduğu için iman etmeksizin
bilir-anlar, ateistler! Bu sebepten Allah’ın Habipi, “Allah’ı ne ile bildin?”
diye sorulduğu vakit, <Ben eşyayı Allah ile bildim> der. Dünya yüzeyini
canlandırıp yeşillendiren, ormanlaştıran Yağmur Suyudur. Vücudun, Eşyanın,
Maddenin ‘Canlanma’ işinde hiçbir iradesi yoktur. Aynı kapsamda, İlim Suyu
verildiğinde Bireyin de ‘Bilinçlenme’ işinde iradesi yoktur. Canlanış, İhya
oluştur, olgunlaşıp mükemmelleşmekten sonrası Arz için Ölüm olabilir. Birey
için Olgunlaşma, İlmin İdraki, İlmin Hakkın olduğunun, Hak ve Hakkın Gölgesi
olduğunun idraki olabilir, böylece, Birey aradan çıkar, kalır Yaradan!
“Ve sen, nefis arzında cehil, cehalet, sebebiyle ölmüş; kendisinde
olgunluk ve fazilet olmadığını görürsün. O, ölü olan nefse, ruh sema’sından
ilim suyunu indirdiğimiz vakit, hakiki hayat ile titreşir, canlanır. Ve
makamlara ve mertebelere terakki ile yükselir. Ve her sınıftan, o nefsi
ziynetleştirici parlak fazilet ve olgunluk bitirir. Ve Allah Teâlâ, küçük
kıyamette; tabii ölüleri dirilttiği gibi,
büyük kıyamette; ilim ve feyizle cehil
ölülerini de ihya eder, yeniden diriltir.” (22 Hac, 5) “Sabah vaktinde; iade
yoluyla meyyit, ölü, olan Nefiste, hayat sabahı olan Kalbi ihya edip ihraç
eyler, çıkarır. Akşam zamanında; ibda' edilip diri olan Kalpten, Nefis ölüsünü
çıkarır. Bu takdir üzere, ölümden sonra Beden Arzını ihya eder.” (30 Rum, 19) “Tevhitte
fena ve nefha-i ruhiye, ruhun üflenmesi ile hüviyetin zuhuru halinde, göklerde
ve yerde bulunan herkes helak olur. Ancak fenadan sonra Allah'ın vücut-u Hakkanî,
Hakkın bağışladığı vücut ile ihya ettiği, fenadan sonra beka ehlinden dilediği
kimseler müstesnadır ki, bunların evvelce nefislerinden fani olup hayatları Hak
ile olduğundan, kıyamette bir defa daha ölmezler.” (39 Zümer, 68) “Eşyanın tümü,
O'nda halk edilmiş ve fanidir. Her işiten onunla işitir, işitilir. Her gören
onunla görür, görünür.” (42 Şura, 11) “Gece ve gündüzün değişmesinde ve Allah’ın
semadan yağmur indirip, onunla arzı ölümünden sonra ihya etmesinde ve rüzgârları
tahvil etmesinde akıl sahibi olan kavim için yani ilahi fiilleri, taakkul edenler,
akıl erdirip anlayanlar, için ayetler, deliller, vardır. Semalar ve arzdaki tüm
mevcutlar, Allah’ın efal, sıfat ve zatının ayetleri, delilleridir. Hal veya kal
lisanıyla söyleyici ve görücü her mevcuttan, ilahi ayet işitir ve işitilir;
görür ve görülür.” (45 Casiye, 5-6)
“Akıl semasını ilim ve bilgi ile donattık ve kuruntulardan arındırdık.
Akıl semasında, madde denizine ilişkin ilim, yeteneklere ilişkin bilgiler,
teorik ve uygulamalı bilimler yerleştirildi. Akıl ufkundan, aklın hükmü,
saklıca dinleyen biri tarafından, bencillikle, çalındığında onu parlak bir ışık
izler ve çalan hemen yakalanıp tart edilir, şirk koştuğu saptanır. Akıl ufkunun içinde, nefis arzı, kalp nuru kubbesiyle döşendi. Beden arzı
ise ihtiyaç duyulabilecek her şey yetiştirilebilecek şekilde donatıldı. Allah,
Âdemin inşasında görev alacak olan ilim sahibi uygulayıcılara, Âdemin icat
edilmesi iradesini göstermiş, emretmiştir. Zira kâinatta hadis olan her şeyin,
yaratılmazdan evvel kaza-i sabık denilen ruh, ilim âleminde; sonra âlemin kalbi
olup levha-i mahfuz denen kalp, boşluk, âleminde; sonra âlemin nefsi olup ispat
levhası ve dünya seması denilen nefis, varlık, âleminde, sureti vardır,
tasarlayıp, düşünüp, uygulamaya benzer. Her şeyin hazinesi, bizim indimizdedir,
her şeyi, ancak malum miktarda indiririz. Beden arzında, bireysel tedbir alma
ve bedensel ameller sayesinde yaşanabilecek ortam hazırlanmıştır. Kalp seması
ise sabır, şükür, tevekkül, bağışlama ve
muhabbet makamlarıyla birlikte bilgi, hikmet ve hakikatler ile donatılmıştır. Vücutta
bir şey yoktur. Önce sureti, şekli ve resmi, külli akılda külli veçhesiyle, her
yönüyle, resim olunur, kaza âleminde resmi çizilir. Sonra, sebepleriyle
birlikte, levha-i mahfuzdaki
görüntüsüyle, külli nefis âleminde görüntülenir. Daha sonra ayrı ve farklı bir
birim olarak, ölçülerine göre, miktarına ve vasıflarına uygun, levha-i kader ve
dünya semasında görüntülenir. Kısaca, külliden
cüze, plan, program ve bütçesine uygun olarak, her şey tasarımına uygun
gerçekleştirilir. Her şey belirli ölçüde, şekilde, yerde ve zamanda kendine
özgü yaradılış ile indirilir. İlahi nefes rüzgârları, hikmet ve bilgi
aşılayıcı, kalplere sefalar verici ve tecellilerin kabulüne hazırlayıcı olacak
şekilde estirildi. Ruh göğünden hakiki ilimler suyu, ilim yüklü enerji,
indirilerek insanlar ihya edildi. İhya edilmezden önce insanın ilim hazinesi
yoktu. Hayat-ı ilmiye ile ilmin hayatı suyuyla fıtrat makamında kıyam ederek,
ayağa kalkarak, hakiki hayat ile ihya edilir, insan dirilir. Vahdette fâni
kılmakla da öldürürüz. Sizin fenanızdan sonra, baki olan vücutları vâris,
sahibi, olanlar; ancak biziz.” (15 Hicr, 16-23)
Ayetlerde
de açıklanıp anlatıldığı gibi Yağmur Suyu veya İlim Suyu ile İhya Ediş
gerçekleşmeden önce Canlanışa uygun ortam da hazırlanır. Her şey ölçüsüne göre,
Yokluktan, Boşluğa indirilir, Vücut verilip var edilir. Yalnız İnsan, cahil
iken, İlim ile şereflendirilir ve Vahdette fenadan sonra Beka Âlemine, Hakkın bağışlanan
Vücudu ile baki kılınır. (1) Halk Cehalet aşamasında iken, Halka ‘Cahil’
denmesi, Bilinçlenmenin henüz ilk aşamalarında olanların Hisleriyle davranmasından
olabilir.
Umarım, biz de İlmi idrak ederek İhya edilip, Hakkın
vücuduyla Yeniden Dirilebiliriz!
(1) http://necdetaltinay.blogspot.com/2025/02/sahadet-alemi.html