19 Mart 2025 Çarşamba

Ölüm ve (Yeniden) Diriliş

 

Ölüm ve (Yeniden) Diriliş                             Necdet Altınay, 22032025

Kuran, Evrendeki her şeyi kapsar ve Küresel düzeyde Âlemi, Bireysel düzeyde Âdemi, apaçık anlatır ve bildirir. Teşbihe dayalı ayetler “Doğa” ve “Birey”  düzeyinde olabilir. Doğanın Mevsimsel değişimleri akıl sahiplerine ibretler sunar. İlkbaharın gelmesi ve yağmurlarla ortamın canlılık kazanması, “Arzın ölümünden sonra ihya edilmesi” olarak teşbih edilmiş. Bu ef’al, fiil, ilahi olup anlayanlara ibret olur. Bireysel düzeyde de insanın sabah-gündüz-akşam-gece saatleri mevsimlere benzetilebilir. Bu ayet yani delillerin “İman”, “Bilme” ve “Anlama, akıl erdirme” kavramlarının farklılıklarını ortaya koyar. Nasıl olduğunu bilmeden önce de doğanın “Canlanışı” insanların iman etmelerini sağlamış. Aşikâr olarak ortada olan Vücudun Şuhut’u, varlığın gözlemlenmesi, insanların bunu tasdik etmesine yardımcı olur,  böylece önce “İman” gelir. Daha sonra nedenleri bilindikçe doğa olaylarını “Bilme-anlama” başlar. Her bilen iman eder ancak her iman eden bilemez.  Çokluğu gördüğü halde çoklukta vahdeti idrak edemeyen Zatın Şuhut’undan gafil olduğu için iman etmeksizin bilir-anlar, ateistler! Bu sebepten Allah’ın Habipi, “Allah’ı ne ile bildin?” diye sorulduğu vakit, <Ben eşyayı Allah ile bildim> der. Dünya yüzeyini canlandırıp yeşillendiren, ormanlaştıran Yağmur Suyudur. Vücudun, Eşyanın, Maddenin ‘Canlanma’ işinde hiçbir iradesi yoktur. Aynı kapsamda, İlim Suyu verildiğinde Bireyin de ‘Bilinçlenme’ işinde iradesi yoktur. Canlanış, İhya oluştur, olgunlaşıp mükemmelleşmekten sonrası Arz için Ölüm olabilir. Birey için Olgunlaşma, İlmin İdraki, İlmin Hakkın olduğunun, Hak ve Hakkın Gölgesi olduğunun idraki olabilir, böylece, Birey aradan çıkar, kalır Yaradan!

“Ve sen, nefis arzında cehil, cehalet, sebebiyle ölmüş; kendisinde olgunluk ve fazilet olmadığını görürsün. O, ölü olan nefse, ruh sema’sından ilim suyunu indirdiğimiz vakit, hakiki hayat ile titreşir, canlanır. Ve makamlara ve mertebelere terakki ile yükselir. Ve her sınıftan, o nefsi ziynetleştirici parlak fazilet ve olgunluk bitirir. Ve Allah Teâlâ, küçük kıyamette;  tabii ölüleri dirilttiği gibi, büyük kıyamette;  ilim ve feyizle cehil ölülerini de ihya eder, yeniden diriltir.” (22 Hac, 5) “Sabah vaktinde; iade yoluyla meyyit, ölü, olan Nefiste, hayat sabahı olan Kalbi ihya edip ihraç eyler, çıkarır. Akşam zamanında; ibda' edilip diri olan Kalpten, Nefis ölüsünü çıkarır. Bu takdir üzere, ölümden sonra Beden Arzını ihya eder.” (30 Rum, 19) “Tevhitte fena ve nefha-i ruhiye, ruhun üflenmesi ile hüviyetin zuhuru halinde, göklerde ve yerde bulunan herkes helak olur. Ancak fenadan sonra Allah'ın vücut-u Hakkanî, Hakkın bağışladığı vücut ile ihya ettiği, fenadan sonra beka ehlinden dilediği kimseler müstesnadır ki, bunların evvelce nefislerinden fani olup hayatları Hak ile olduğundan, kıyamette bir defa daha ölmezler.” (39 Zümer, 68) “Eşyanın tümü, O'nda halk edilmiş ve fanidir. Her işiten onunla işitir, işitilir. Her gören onunla görür, görünür.” (42 Şura, 11) “Gece ve gündüzün değişmesinde ve Allah’ın semadan yağmur indirip, onunla arzı ölümünden sonra ihya etmesinde ve rüzgârları tahvil etmesinde akıl sahibi olan kavim için yani ilahi fiilleri, taakkul edenler, akıl erdirip anlayanlar, için ayetler, deliller, vardır. Semalar ve arzdaki tüm mevcutlar, Allah’ın efal, sıfat ve zatının ayetleri, delilleridir. Hal veya kal lisanıyla söyleyici ve görücü her mevcuttan, ilahi ayet işitir ve işitilir; görür ve görülür.” (45 Casiye, 5-6)

“Akıl semasını ilim ve bilgi ile donattık ve kuruntulardan arındırdık. Akıl semasında, madde denizine ilişkin ilim, yeteneklere ilişkin bilgiler, teorik ve uygulamalı bilimler yerleştirildi. Akıl ufkundan, aklın hükmü, saklıca dinleyen biri tarafından, bencillikle, çalındığında onu parlak bir ışık izler ve çalan hemen yakalanıp tart edilir, şirk koştuğu saptanır. Akıl ufkunun içinde, nefis arzı, kalp nuru kubbesiyle döşendi. Beden arzı ise ihtiyaç duyulabilecek her şey yetiştirilebilecek şekilde donatıldı. Allah, Âdemin inşasında görev alacak olan ilim sahibi uygulayıcılara, Âdemin icat edilmesi iradesini göstermiş, emretmiştir. Zira kâinatta hadis olan her şeyin, yaratılmazdan evvel kaza-i sabık denilen ruh, ilim âleminde; sonra âlemin kalbi olup levha-i mahfuz denen kalp, boşluk, âleminde; sonra âlemin nefsi olup ispat levhası ve dünya seması denilen nefis, varlık, âleminde, sureti vardır, tasarlayıp, düşünüp, uygulamaya benzer. Her şeyin hazinesi, bizim indimizdedir, her şeyi, ancak malum miktarda indiririz. Beden arzında, bireysel tedbir alma ve bedensel ameller sayesinde yaşanabilecek ortam hazırlanmıştır. Kalp seması ise sabır, şükür,  tevekkül, bağışlama ve muhabbet makamlarıyla birlikte bilgi, hikmet ve hakikatler ile donatılmıştır. Vücutta bir şey yoktur. Önce sureti, şekli ve resmi, külli akılda külli veçhesiyle, her yönüyle, resim olunur, kaza âleminde resmi çizilir. Sonra, sebepleriyle birlikte,  levha-i mahfuzdaki görüntüsüyle, külli nefis âleminde görüntülenir. Daha sonra ayrı ve farklı bir birim olarak, ölçülerine göre, miktarına ve vasıflarına uygun, levha-i kader ve dünya semasında görüntülenir. Kısaca,  külliden cüze, plan, program ve bütçesine uygun olarak, her şey tasarımına uygun gerçekleştirilir. Her şey belirli ölçüde, şekilde, yerde ve zamanda kendine özgü yaradılış ile indirilir. İlahi nefes rüzgârları, hikmet ve bilgi aşılayıcı, kalplere sefalar verici ve tecellilerin kabulüne hazırlayıcı olacak şekilde estirildi. Ruh göğünden hakiki ilimler suyu, ilim yüklü enerji, indirilerek insanlar ihya edildi. İhya edilmezden önce insanın ilim hazinesi yoktu. Hayat-ı ilmiye ile ilmin hayatı suyuyla fıtrat makamında kıyam ederek, ayağa kalkarak, hakiki hayat ile ihya edilir, insan dirilir. Vahdette fâni kılmakla da öldürürüz. Sizin fenanızdan sonra, baki olan vücutları vâris, sahibi, olanlar; ancak biziz.” (15 Hicr, 16-23)

            Ayetlerde de açıklanıp anlatıldığı gibi Yağmur Suyu veya İlim Suyu ile İhya Ediş gerçekleşmeden önce Canlanışa uygun ortam da hazırlanır. Her şey ölçüsüne göre, Yokluktan, Boşluğa indirilir, Vücut verilip var edilir. Yalnız İnsan, cahil iken, İlim ile şereflendirilir ve Vahdette fenadan sonra Beka Âlemine, Hakkın bağışlanan Vücudu ile baki kılınır. (1) Halk Cehalet aşamasında iken, Halka ‘Cahil’ denmesi, Bilinçlenmenin henüz ilk aşamalarında olanların Hisleriyle davranmasından olabilir.

            Umarım, biz de İlmi idrak ederek İhya edilip, Hakkın vücuduyla Yeniden Dirilebiliriz!

(1)     http://necdetaltinay.blogspot.com/2025/02/sahadet-alemi.html