Hak Vardır, Batıl Yoktur!
Kuran konuşur, bilim kanıtlar. Bilim der ki: “Yokluktan, boşlukta var
olup yok olan zerrelerden birinin ani şişmesiyle evren oluştu. Önce sonsuz
hareket yani sıcaklık vardı, soğuma başlayınca, Elektro Manyetik Radyasyon
(EMR) kuvvetleri toplaşıp, aynasal âlemde maddeleşti, atom, yıldız ve
galaksiler oluştu. Kütle tekrar enerjiye dönüşünce, madde aslına dönmüş olur.”
Kutsal mesaj der ki: “Allah, bilinmeyi sevdi, insanı inşa etmek amacıyla,
yokluk aynasına baktı, Halk olup göründü. Tebdil ve ‘tagayyür’ ediş yani
değişim ve ‘farklılaşarak belirginleşip mükemmelleşme’ sonucu, insanda zan, vehim
ve kuruntudan oluşan perdelenme keşfedilir. Hicap, perde, kaldırılınca Hak
görünür, batıl yok olur.” Bilimsel olarak, kuvvetlerin, anında bozunan Higgs
Bozonu içinde maddeleştiği keşfedildi. Evrende soğuma başlayınca, ışığın EMR
kuvvetlerinin maddeleştiği anlaşıldı. Sabit Enerjinin bir kısmı ‘Tagayyür” eden
hale dönüşür. Atomlardan yıldız ve galaksiler, yer ile gök oluşur. ‘Sabit ve
Tagayyür’ kavramlarına benzer şekilde, Kuranın, Muhkem ve Teşbihsel ayetleri
aynı anlayışı verecek şekilde idrak edilmelidir. Tüm Evren, yalnız ışıktan yani
‘Nur’dandır.
“Kuran, katıksız, Hakk’ın gayri olan batıl ile karışıklığı olmayan,
Hakken yakındır, ayni cemden, vahdet makamından kaynaklanır, kalp makamından
olsaydı ilmen, ruh makamından olsaydı aynen yakın olurdu. Zatın tevhidini
ispatlamak için nebi ile önce “Kul” ve “Resul” sonunda “Hak” ilişkisi
kuruldu. Kul-resul-hak bir oldu, tevhit edildi. İkilik ve benlikle
perdelenmemek için kendi zatın ile Allah’ı tenzih et ve “Gayrı” bir şeyin
olmadığını kabul et.” (69 Hakka, 51,52) “Hepiniz cennetten düşünüz!” dedik. Hakk’ın
iradesi olmasa İblis kadir olamazdı. Böylece, kaza ve kader sırrını idrak et!
“Elbette size benden hüda, doğru yolu gösterici, gelecek, her kim hüdama tabi
olursa onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar. Hubut, düşüş, olmasaydı
hüdaya tabi oluş, yüceliş de olmazdı, iyi ile kötü ayrılmazdı, ceza evi olan
cennet ile nar batıl olurdu, belki de mevcut olmazdı. Hüda, şeriattir ki her
kim tabi olursa onlara korku yoktur. Hüdaya tabi olmak anlayışı, idraki içinde kişinin basireti cilalanır, şehvet
ve lezzetlerinden teselli bulur, kalbi
müşahedelere, aklî ilimlere ve nefsî vicdanlara hidayet olduğundan, yok olan
dünya nimetlerine de mahzun olmaz.” (2 Bakara, 38) “Ve ilim ve bilginizi, batıl
olan nefsanî şehvetlerinizle yemeyiniz. Yâni maârif ve malûmatınızı, hissi ve
hayalî maksatların iktisabı ile nefsin lezzetlerini tahsilde sarf etmeyiniz.”
(2 Bakara, 188) “Müşahede ile Ruh makamında ve keşiflerle Kalp makamında ve cihat
ile Nefis mekânında, değişim üzere her koşulda, Allah'ı zikrederler ve vehimden
halis olan akılları ile ervah ve ecsad, canlılık ve cisimler, âleminin izharında
tefekkür ederler. Şuhut zamanında ise «Ey bizim Rabbimiz, bu halkı batıl, yani
senin gayrin olan bir şey olarak izhar etmedin» derler. Zira batıl ancak Hakk’ın
gayri olan şey demektir. Belki Halkı, kendi esma ve sıfatının görünür yeri
kıldın. Gayrinin mevcut olmasından seni tenzih ederiz.” (3 Ali İmran, 191) “Akıl
semasını, ilim ve bilgi ile donattık ve kuruntulardan arındırdık. Akıl semasına,
madde denizine ilişkin ilim, yetenek bilgileri, teorik ve uygulamalı bilimler,
yerleştirildi. Akıl ufkundan, aklın hükmünü, saklıca dinleyen ‘bencillikle’ çalarsa,
onu parlak bir ışık izler ve çalan hemen yakalanıp tard edilir, şirk koştuğu
saptanır.” (15 Hicr, 16-19) Her şey, Allah’tandır, O’ndan gelir, O’na gider!
“Eğer biz ‘var olur yok olur’ mevcut olsun isteseydik kudret yönünden bize
mümkün olurdu. Lâkin öyle mevcudat, varlık, olsun istemedik, çünkü hikmet ve
hakikate uygun olmazdı”. (21 Enbiya, 17) “Allah; gayrin vücudunu ispat ile yapılan,
şirkten âli ve münezzehtir. Cem’den sonra fark makamında, ne vahdet ile kesretten, ne de kesret ile
vahdetten, perdeli olmaksızın,
ayn-i Ehadiyet-i Zâtta
«kesret-i sıfatı» müşahede
edildiği için, «ayn-ı cem'de» Şuhut ettiğini ayrıntılı gösterdi. Kalpleri
onunla ihya eylediği ilmi yani Kuranı, nakış halinde, «Âlem-i em'rinden» ziyade
inayetiyle, has kullarından dilediğine indirir, gönderir.” (16 Nahl, 1,2) Zatın
Birliğinde sıfatın kesretini görebilene, Kuranı, ilmi, indirerek şahit olması
sağlanır. “Habibim de ki: Tebdil ve tagayyür etmeyen, değişmeyen ve farklılaşıp
belirginleşerek mükemmelleşmeyen, sabit «Vücûd-i vâcib-i Hakkani», Hakkın Vacip
Vücudu, geldi. Ve fena ve tagayyür ve zevali kabil olan «vücud-i beşeriye-i
imkâni», şartlara, eldeki imkânlara, göre oluşan beşeri vücut, zail, yok, oldu.
Belki fâni; ezelde fani ve baki; daima
baki olduğu cihetle, mümkün olan vücut, asılda fâni idi. Önce sabit olup da
sonradan fanileşmiş olmayan, ezelde fani olan fani kalır, baki olan baki kalır.
Ancak biz, fâsid ve bâ'tıl bir tevehhüm, kuruntu ile muhtecib, perdelenmiş,
olmuştuk, işte, bu hicap keşif olundu.” (17 İsra, 81) Var Olan hep vardı,
sonradan yok olan da hiç olmadı!
Işık, bir Foton akışıdır. Foton ise, ışığın temel birimi, kuvvet taşıyan,
kütlesiz ve yaşam süresi sabit olan, dalga özelliği gösteren, temel parçacıktır,
cisimciktir. Elektron veya foton, her iki yarıktan aynı anda geçer.
Elektronları veya fotonları, geçiş noktalarında, yarıklardan geçerken ölçüp gözlemeye,
kaydetmeye çalışırsak, birinden ya da ötekinden geçiyor gibi davranır, dalga
deseni kaybolur. Gözlemlemezsek, ikisinden, iki yarıktan birden geçer, dalga deseni oluşur. (1) Fotonun en bariz özelliklerini şöyle
sayabiliriz: Durgun kütlesi sıfırdır; ışık hızıyla gider; ışık hızıyla gittiği
için fotonlar için zaman durgundur; etkileşimlere parçacık olarak girebilir
ancak dalga olarak yayılır. Kütlesi
sıfır olduğu halde, diğer parçacıklar gibi kütle çekiminden etkilenir. Zamandan
etkilenmediği için evrim geçirmeyen tek maddedir. Fotonun kütle çekiminden
etkilenmesinin nedeni, kütleçekiminin kütleli cisimler etrafındaki uzay-zaman dokusunu bükmesidir. Işık da
bu uzay-zaman içinde hareket eden bir
dalga/parçacık olduğu için, bükülen uzay zaman dokusundan etkilenir. (2) Anında
bozunan, yani bir anda var olup yok olan, sınırları belirsiz, Higgs Bozonunun,
Higson’un, varlık amacı, Maddenin Yapıtaşı olan Fermiyonlara kütle
kazandırmaktır, böylece madde oluşur. Madde, Kara deliğe düşünce aslına,
enerjiye, ışığa, dönüşür. Görünen, Görenin görüntüsüdür!
Umarım biz de, zan alanımızı keşfeder, varlığımızla gururlanmaz, Hak
görünürüz!
Necdet Altınay 25052024
(1) https://www.youtube.com/watch?v=9i7obuVFzVA
(2)
https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCtle%C3%A7ekim