Ayın İkiye Yarılışı
Ayın ikiye yarılması
büyük kıyametin kopmasının yakın olduğuna işarettir. Kalbin, bir yüzü ruha,
Fuat, bir yüzü nefse, Sadır, olmak üzere, iki kapısı veya yüzü vardır. Ruh
tarafına bakan yüzü nurlu, parlak ve aydınlıktır. Kalbin nefse bakan yüzü
karanlık, maddeyle giz’lenmiştir. Kalp, nurunu, akıl aracıyla, ruhtan alıp
nefis âlemine yansıtır. Nefsanî karanlığa nurun doluşuyla karanlığın derinliği
aydınlanır. Yani maddenin zerrelerinin ilimden başka bir şey olmadığı
anlaşılır. Karanlığın ani idrakle yarılmasından doğan güneş, Doğudan doğan
güneş gibi karanlığı yavaşça aydınlatmaz.
Nefse, Batıdan doğan, maddeye gurup etmiş olan ruh veya Hakikat Güneşidir,
aniden parlar. Perdeler, giz’lilik, örtünme, tesettür kendiliğinden kalkmaz. Her
şeyin bir tutuşma ve parlama derecesi vardır. Perdeler, Ruh Güneşi tarafından,
kalbi infilak ettirircesine kaldırılır. Kalbin perdelerinin ani kalkışı, kalbin
patlayarak nur ile dolup parlamasıdır. “Vahdette zatın şuhudu, idrakle
görülüşü, emaneten verilmiş müşahede makamıdır. Bu durum ise vahdette fenanın
yakınlığına işaret eder. Hz. Muhammet, devr-i kamerde, zuhur eyler. Hz. Muhammet'in
zuhuru kalbin infilakı demektir. Resulün zuhuru kişinin bireysel ve evrensel
her türlü var oluşa ilişkin zanlarının, ilmin ve ilmin hakikatinin idrakiyle,
aniden yok oluşudur. Bu zuhur, kişinin büyük kıyameti, fena buluşudur.” (54.1)
Madde âleminin yapısı ilme dayanır.
Kuarklar, yani zerreler, belirli, ölçülüp bilinen miktarda itim ve çekim
kuvveti olan elektromanyetik kuvvetlerden oluşur. Üç kuark bir protonu, proton
da nötron ile çekirdeği ve elektronun eklenmesi ile de üçü atomu oluşturur. Her
zerre bilgi ve özelliğinin, infosunun deposudur, başka bir şey içermez. Higgs Bozonu içinde, Sistemin Dışından yapılan bir İrade Beyanı ile zerreler gölgeleşip, pıhtılaşıp, katılaşıp kütle
kazanır, maddeleşir. Tüm madde denizi atomlardan oluşur. Kuarkın ortaya çıkışı
büyük enerji patlamasıyla olabilir. Protonlar, ışık hızına yakın bir hıza
ulaşacak kadar hızlandırıldıktan sonra, saniyede milyonlarca defa
çarpıştırılarak, parçalanır ve kuarklar, zerreler açığa çıkar. Sonuçta
madde anti madde ayna evreni oluşur. Kuvvetlerle dolu olan zerrelerin yarıçapı
sıfırdır, içleri boşluktur. Bazı zerreler protondan 180 kat, elektrondan 200 kat
ağır, biri diğerinden 100 bin kat büyük olabilir. Higgs Bozonu, kuvvet taşıyıcı
boşluktur, kuvvetlerle doludur, aynaların olduğu şekil oluşturur. Enerji,
bilinmeyen bir şekilde, gölgeleşir, pıhtılaşır katılaşır, maddeyi oluşturur.
Aslen enerji olan ve madde denilen atom, patlayarak tekrar enerjiye dönüşür. (1)
Diğer taraftan ayetlere göre, ilim
Hakk'ın gölgesidir, gölgenin uzatılmasıyla mevcudat oluşur. Gölgelerin yokluğunun
idraki, nefsaniyetin dayanağı olan maddenin ilmine ve ilmin hakikatine ulaşır.
Aslında maddenin olmadığı ve elektronların nazarla, gözlem altında parçacık
özelliği gösterdiği çarpıcı bilimsel gerçeklerdir. Gerçeklerin aniden idrak
edilmesiyle insanın fena buluşu ve büyük kıyametinin kopuşu anlam kazanır. “Tümüyle
onların rızıklaştırıldığı şeylerden infak ederler. Her şey o şeye özgü bir
nazar olduğu için vardır. Herkes kendisine özgü bir nazar olduğu için vardır,
bunun idrakinde olanlar bu sırrın başkası için olmadığını bilirler.” (42.38) İnsan önce kendi
gayretiyle bilgi edinir. Bilgiler, akıl yoluyla, tedricen nefse ve kalbe dolar.
Birikimler, doğal olay ve eylemlerden ilme doğru yükselerek ilerler. Külli ilim
gökte aranırken yerde, arzda, bedendeki kalpte, ani idrakle, bulunabilir.
“Mevtin gereği yerine gelir, mevte
boyun eğilir. Zelil, aciz, uyuşuk, bitkin ve yoksul, mahrumiyetten gözleri huşu
içinde olduğu halde, güya dağılmış ve yayılmış çekirgeler gibi beden
kabirlerinden çıkarlar. Bedenlerden ayrılan nüfusun çokluğu ve maddeye şehveti,
hırsı nedeniyle insanlar, çekirgeye nispet edilmiştir.” (54.6,7) "Akıl
göğünün, kesretin ilmini içeren, külli ilim kuyularının, kuvvetle, süfli âleme
dökülen ilim suyu kapaklarını açtık. Nuh’un nefsi külliyen ilim olmuşçasına,
nefis arzında, kesret âlemindeki mevcudata ilişkin tüm cüzî ilim kaynaklarını
kaynattık. Takdir edilen helaklerine kadar, akılları göğünden yağan ve arz nefislerinden
kaynayan iki ilim de uyumlu bir şekilde birleşti. Biz Nuh’u külli
ilmi içeren şeriat gemisine yükledik. Gemi, cahilleri boğan cehalet
dalgalarında yüzer. O, şeriat ile amel ve istikametle necat buldu. Kavmi ise
cahil ve cehalette kalıp, inkâr ve isyan etmeleri sebebiyle, heyula, madde
denizinin cehalet dalgalarında gark ve helak oldu. O şeriat ve davetin asarını,
eserlerini ibret alanlara âyâtı beyyine, apaçık ayetler, olarak bugüne
bıraktık.” (54.11-16)
Seslenildiğinde
duyuldu mu diye, elle iş yapıldığında oldu mu diye, bir şeyin tadına bakıldığında
nasıl olduğuna, ayak basılan yere uygun mu diye, beş duyu ile şöyle bir göz
atıp bakılır. Aynı anlamda, ayette ‘göz atma’ deyimi kullanılmaktadır. “Her
şeyin, belirli bir zamanda, belirli bir süre için, belirli bir şekilde, oluşması
için emrimiz olur. Emrimiz, göz atıp bakmamız, basar gibi kelime-i vahidedir,
şeriatta o emre “kûn” denir. Bu basar, nazar ediş, o mevcudu da içerecek
şekilde, tüm varlık içindir. Vücut icat edilir ve bunun üzerine defaten o
zamanda o vecih üzere ‘şey’in vücudu vacip olur. Bütün işlenenler nüfus
levhalarında sabittir.” (54.50, 51) Her an bir şe’nde olacak şekilde, hatta
zamansızlıkta, halk-ı cedid, tüm Vücut yeniden oluşur, bu oluşum her mevcudu
kapsar. Halden hale geçiş söz konusu olduğunda tüm kesret yenilenerek yeni bir
vahdette birleşir.
“Fenadan
sonra beka halinde esma hazretinde ve zat ile sıfat arasında fark makamında ve
sıfat ile vücut memleketinde, her var olan ‘mevcut’, hikmete uygun ve yardıma
muhtaç olacak şekilde, yönetilir. Ahsen-i veçhe ve edhemi nizam üzere müdir,
belirli bir düzen içinde ve en iyi bir şekilde yönetmeye kadir olan muktedirin
mülkünde olanların, tüm olay, eylem ve işleri; irade, arzu ve hükmü üzere
yönetmeye ve iradesince etkilemeye kadir ve kendisine hiç bir şey imkânsız olmayan,
muktedir padişahın indindedirler.” (54.54)
Umarım, “Vücuduyla, mevcudatı,
yardımına muhtaç olacak şekilde, var edip, iradesince yönetmeye ve etkilemeye
muktedir olanı, kalbimizi yararak zahir olacağın sayesinde” idrak edebiliriz.
(1) https://phys.org/news/2010-05-masses-common-quarks-revealed.html
(1) https://phys.org/news/2010-05-masses-common-quarks-revealed.html