16 Nisan 2025 Çarşamba

İrade Beyanı ile Yaratılış!

 

İrade Beyanı ile Yaratılış!                            Necdet Altınay 19042025

Evrenin ilk anında Uzay Zaman Boşluğu, Vakum ortamı, yoktu. Önce, ani bir genişleme ile Boşluk oluştu. Sonra Boşluğa, Yokluktan, ilimden ibaret olan, EM-Elektro Manyetik Kuvvetlerden oluşan, Zerreler aniden çıktı, var oldu. Boşluktaki bu Kuvvetler, Tanrı Parçacığı içinde, Sistemin dışından yapılan, İlahi İrade Beyanı ile Kütle oluşturdu, gölgeleşti, pıhtılaştı, Madde oluşturdu. (1) Belirsizlik Kuramına göre EM Kuvvetlerin ya Yeri bilinir ya da Hızı bilinir, aynı anda ikisi birden, bilinemez. Madde için Belirsizlik ortadan kalktı, Evrende Kütle ve Madde, Atomlar ve Galaksiler oluştu. Bilimsel araştırmalarla Kütle ve Maddenin oluşumu kanıtlandı. (2) Zaman içinde, İlahi İrade, Âdem'in yaratılışına hükmetti. (3) Âdem, İlmullah, Allah’ın İlmi ve İlmi idrak eden Akılla, şereflendi. İlahi İradenin Hikmetiyle, Âdem önce Kendini Bildi, böylece, Yaradan’ını İdrak etti. İnsana, ‘Cüzi İrade’, ‘Külli İradeyi’ idrak etmesi amacıyla verilmiştir.

Öğretilme işinin sırrı “Yeniden keşfedercesine aşikâr olma” deyiminden gelir. “Ben öğrendim dedirten öğretme” öğrenimin en makbulüdür. Okula gidilir, öğrenilir, sonra hayat boyu “Bana öğretildi” denmez, “Ben bilirim, öğrendim” denir. Okula gidip gitmemek çocuğun iradesinde bile değildir. “Hakiki iman edenlerdenseniz, müminseniz, O’nun emrini kalbinizin iradesiyle kabul edebilmenizin kolay olması amacıyla, O’na ve resulüne nefisleriniz sıfatını yok ederek, fenası ile yok bilerek, yok olduğunun idraki ile itaat ediniz.  “Habipim, kâfire toprağı attığın zaman onu sen atmadın ancak Allah attı” örneğinde olduğu gibi, fiili kendinize nispet etmeden, nefsiyle değil Allah ile atan Muhammet’tir idrakinde olduğu gibi itaat ediniz.” (8 Enfal, 17) Bir bütünün parçası olduğunuzu idrak ederseniz, parça ile bütün iki etmez. “Yer ve gök madde olmaksızın ve müddetle kayıtlanmaksızın halk edilmiştir. Yer ve gök Allah’ın ilmi ile görünür, vücudu ile mevcuttur. Zaman ve mekân ile sınırlı olan aklın itibarı olmasa arz ve semanın vücudu itibar olunmazdı. Sema ve arz Allah’ın vücudundan ayrı ve gayrı olamaz. Her şey istek ve iradesiyle, “Kûn, Ol!” emriyle oluşur, ancak söz ve ses duyulmaksızın,  arada bir vasıta olmaksızın ve zaman geçmeksizin birden, an içinde oluşmaktadır.”(2 Bakara, 117) “Kuranla ihya ettiği has kullarına,  emrinden,  ruhundan, nakşeder,  gönderir.  Bu nakış,  ilimden ibaret olan ruhun tenezzülü,  âleme inişidir. Ruhun inişi bir ‘İradenin’ olduğunu gösterir. Bu irade ise hakiki sıfatlar âleminin kanıtıdır, cisim ve hareketlerin açıklanmasıdır. Sıfat ve efal âlemleri, isim, cisim ve eylem, hareket âlemlerinin ortaya çıkışıdır. Bunların tümü ise cemadat, nebatat ve hayvanat âlemlerinin oluşumudur. Kısaca, ilimden ibaret olan ruh, irade, sıfat ve efal âlemlerinin ortaya çıkışıyla âlemler oluşmuştur.” (16 Nahl, 2) “İnsan, ilminin aynıdır,  organlarının kendine özgü ayrı bir sureti ve yaşamı yoktur, organların ilminden ayrı bir resmi ve cismi de yoktur.” (16 Nahl, 2; 39 Zümer, 9) “Bilen ile bilmeyen bir olmaz. İlim, sahibinden başka bir şey olmayan, azalarında, zerrelerinde zahir olan, görünen ve onlardan ayrı bir şey olmayandır. İnsanın, azalarının, zerrelerinin ilminden ayrı bir isim, cisim veya resim olduğunu düşünmek gaflettir. Âlim bunu kabul eder,  kâfir inkâr eder.”  (39 Zümer, 9) İlimden âleme geçişin ‘İrade Beyanı’ olduğu görülür. İlimden ibaret olan ruhun tenezzülü, inişi ve âlemleri oluşturması, bir irade beyanını gösterir, Ruh, İlim,  Hakk’ın iradesiyle iner.

“Var olanın fena bulmasının, onu ortadan kaldırmak olmadığına; o şeyin suret ve hakikatini, ezelde ve ebeden, kaydeden akıl şahitlik eder. Akıl Hakkın elidir.  Tutuş ve ifna,  o şeyin değişime uğramasıdır, tamamen yok olması değildir.  Yok,  ifna,  ediş mevcut olanın bir önceki halini, hakkın eli veya pençesinden ibaret bulunan, akılda tutmamak ve yeni haliyle kaydetmektir.” (25 Furkan, 46) İnsan, ancak, varlığına inandığı iradesiyle, maddeden arınıp soyunup, amacına ulaşır, Hakka kavuşabilir. “Yedi gaip, guyubu seba, beş duyu ile gazap ve şehvet, nefsanî kuvvetlerinin hakikati bilinmediği için, bilinmeyen yedi gaip, geceyi temsil eder.  Vücut,  hayat,  ilim,  irade,  semi,  işitme,  basar,  görme, kudret ve kelamdan ibaret sekiz sıfat gündüzü temsil eder. İnsanların,  bu yedi gece ve sekiz sıfat, sıfatı semaniye, rüzgârlarıyla zahir ve batınlarına etki edilir, kökleri kurutulur, hatta katledilir. Kendi nefisleriyle ayakta olduklarını ve yaşadıklarını düşünenlerin hayatları olmayan ölüler olduğu görülür. İçi boş hurma kütükleri gibi şeklen kuvvetli fakat hayatları ve manaları yoktur, birer haviye’dirler, göçüktürler, hakiki vücutları ve değer verilecek anlamları yoktur.” (69 Hakka, 7) “Siz, nefsinizle ve nefsinizin sıfatları ve fiilleri ile baki kaldığınız müddetçe iradeniz, mücerret, somut, bir temennidir. Temenni ise mümkün olmayan bir şey’i talep etmektir.”  (4 Nisa,  122)

Kitap, bakana kendini gösterir,  okuyup düşünene kendini bildirir.  İnsanı,  böylece muhatap alarak, Kitap, insanı, ‘Yaratıcısını bilmek amacıyla, özgür iradesinin verildiğini’  idrak etmeye çağırır. Önce, bir başka kişiye kulluk etmemesi istenir. Sonra, verilen cüzi iradesinin de külli irade karşısında fazla geçerli olamayacağının idrak edilmesi öğütlenir. Elektromanyetik radyasyon, ışınım, evrenin her köşesindedir ama hiç mesaj taşımaz.  Yalnız canlılarda, mesajlaşma amacıyla, bu ışınım, verilen cüzi iradeyle, kodlanıp çözümlenir, hücre ve moleküller röle istasyonu gibi çalışır. Bu bilgi, maddesi kaybolsa da kaybolmaz. Aynı şekilde, Ruh da Maddeden, İlim de Kütleden, soyunabilir. Süper determinizm, ‘Gerekircilik’, son gelinen noktadır. Buna göre ‘özgür irade’ yoktur ve her olmuş ve olacak Büyük Patlama anında ‘Belirlenmiştir’. (4) Bilimsel ve Teknolojik Araştırma sonuçları, Kutsal Mesajları açıkça kanıtlar durumdadır. Kendi Bilincine, Özgür İradesine, Aklının çalışıp İdrak edişine odaklanarak, küçük Âleminde, Âdemiyetine sıkışıp kalan İnsan; bu sahip olduklarını, İlahi İrade, Külli Akıl ve İlahi Âlemde, ifna etmeden özgürleşemez. İnsan, Âdem baloncuğunu patlatmadan, ademiyet olmaz, Âlem olamaz!

Umarım biz de, Özgür İrademizi, İlahî İradenin zerresi olarak idrakle özgürleşebiliriz!

 

                (1) https://phys.org/news/2010-05-masses-common-quarks-revealed.html

                (2)  https://www.youtube.com/watch?v=FYf7af2tb5U

                (3) http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/08/ayn-ikiye-yarls.html

                (4) http://necdetaltinay.blogspot.com/2020/05/akln-yolculugu.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder